1 – iran – Toz ve Ezgi

Beceremedim rahat uyumayi Dogubeyazit?da… Disarda yol beni beklerken, ruyalar icinden ruya begenmek zor geldi ruhuma.

Gunes ile beraber dustum yola, yol ki, iran’a cikacak…

 

AgrI Dagi’nin samimi zirvesinin golgesinde, sInIra dogru ilerledim.Bi ara, yanimdan bir motorsiklet gecti, sonra baktim durmus ilerde, bana isaret etti, durdum.Lastigi patlamis ama tamir seti yokmus.Hemen bi el attik lastige, cozduk mevzuyu.Guneyden gelen birinin sicakligini, dogu-bati ayirt etmeden gosterdigime dair sozler soyledi Dogubeyazitli Mirac.

 

Devam ettim.. Yavastan basladi, kucuk bir martinin, rengini bilmedigi bir balik icin suya ilk dalisinda ki tutku ve urperis…

 

Iran sinirina yaklasirken, bir duvar yazisi cok rahatsiz etti beni… ” HUDUT BIR MILLETIN NAMUS VE SEREFININ KORUNDUGU YERDIR ” Hudutlar, utancdan baska bir sey degildir benim icin… Sen kalk, halklari ve renklerini, nufus cuzdanlarina, pasaportlarina sigdirmaya calis, sonra parcala dunyayi, dunyadan habersiz ve sonra, bu parcalanmanin, bu kavganin gururunu tasIyor gibi, sInIrlar namusunu korudugunu soyle.. Gulunc sey.. SInIrlar, buyuk utanclardir bana gore.. Insani, insandan ayiran her sey gibii..

 

Biraz da bu kirden arinmak icin, cektim bisikletim Mavi Bulut’u bir kuytuya, kemanimla Karli Kayin Ormaninda’ sarkisini caldim.. Nazim Hikmet’e goturmek icin bir avuc toprak aldim ve ozguven ile alakali olarak, daha 9 aylik olan ezgi macerami, cekinmeden utanmadan sizle de paylasmak istedim.Baktiniz sesten rahatsiz oldunuz, hemen kapatiniz vidyoyu 😉

VIDEO – Nazim Hikmet’e ilk sarki

SInIr gecisinde biraz sIkIntI yasandi elbet… Mavi Bulut’u kurcalayanlar, sacIma ve kupeme hayvansal hormonlari ile gulenler.. Yuzleri hep asik olan askerler (ki hic gulmeyecekler)

Ama yolcu olanlar bilir, rahatlik ve kolay isler umarak dusulmez yola..

Neyse, girdim iran’a… ilk hissettigim seydi ‘TOZ’ .Fakat insanlarin suratlarinda degil, belki ellerine sadece… Farsca bircok duvar yazisi gordum, ki cok fazla var.

Tebriz’e dogru gidecegimi biliyorum.Yalniz soyle bir durum var; yahu dedim bir rota cikartayim, ben komik bulsam da bu kilometre ve yukseltiler mevzusunu, belki dedim birkac kisinin isine yarar.O sebeple Turkiye’deyken 3 bolum tabela hazirladim sizlerle paylasmak icin.Fakat ne manidardir ki, yanima ciktisini bile almadim 🙂 Kabaca izlemem gereken guzergahi biliyorum sonrasi laf-u guzaf 🙂 Hem ‘YOL’ sayilabilir bir sey olsaydi, ben giden birisi olmazdim, sayan birisi olurdum 🙂 Yolcu, yol glder ; arkada sayilmasi gereken ne varsa, o saymak isteyenlerin ustlendigi gorevdir, ki bazilari keyif alirlar bundan ki, cok normaldir 🙂
Ben de fazla konusuyorum iste boyle 🙂 ” Insanlik ” hali 🙂

Yolun Tebriz ayrimindan sonra Maku adinda bir sehir var.Dedim bir gireyim hele, surat surat dolasayim… Sonra donerim Tebriz yoluna.Nihayetinde girdim ilk Iran Sehrine ;

Heyecanim tavan yapti insanlari izledikce.Kulagimda Farid Farjad (ve suan iran’da dinledigim ezgileri, siz de bu yaziyi okurken dinliyorsunuz.Umarim bu dayatmama kizmamissinizdir) icimde TOZ birikmeye basladi, iranli cocuklarin tirnak iclerinde biriken cinsten bir TOZ.

Burada fotograf cekmek cok sIkIntIlI… ”Sorgusuz sualsiz aliverirler adami iceri” gibisinden nice seyler duymustum.Gizlice fotografladim gorduklerimi, gozlerimle… Ama dedik ya ‘hep birlikte gidiyoruz Nazim’a ‘ o sebeple, azicik da riske girerek, sizin icin fotograf makinemle cektim birkac fotografi da…

Cocuklar… Bolivya’da da, iran’da da, hep temiz cocuklar hep yazik cocuklar…

Kadinlar… Bolivya’da da, iran’da da, hep emekci kadinlar hep guzel kadinlar…

Koca daglar, biraz Ruzgar (mecburen solda atar hala) ve bolca kus (belki Kirlangic sadece) dusune dusune ve dondure dondure ruhumdaki aforizmavari asklari, kuruldum bir agacin dibine…

Yagmur yagacak gibi… Arinmak icin firsat kolladigim bu yolda, ‘su’ fena olmazdi hani…
Ruhen doydum zaten, o halloldu, bir de vucudu doyurmak lazim.Barbunya konservesini, doyacak olmanin verdigi inanilmaz hazzi hissederek actim ve karbonhidratlari falan gonderdim ait olduklari yere.

Sonra, dedim acayim cadirimi, kestireyim azcik… Bir Kirlangic’lik yer actim yanimda.

Cok gecmedi, disardan cocuk sesleri duydum…  Actim cadiri, baktim 3 cocuk, ellerinde koyun otlatmak icin kullandiklari sopalar, birinin elinde yeni dogmus bir koyun yavrusu… Fars dilinde selam verdiler (yani ben oyle umuyorum 🙂 ) Urkek hallerdeydiler, dedim ‘ gelin hele ‘
Yaklastilar… Nerden geldigimi anlattim, bir tanesi Turkce biliyor biraz.Azcik daha yaklastilar, sonra ben ayaga kalkinca, 2 adim geri cekildiler… Boyle urkek cocuklarla karsilasmamistim hic.Gerci gereksiz uzunlukta bir adamim bilirsiniz, belki normaldir urkmeleri 🙂

Arkadas olduk, Mavi Bulut’u incelediler.
Cok sevdiler… Eeee Mavi Bulut sevilmekten hoslanir ( bizim de aradigimiz tek guzellik degil midir basimizin oksanmasi, samimi bir el tarafindan? ) “Kim tur atmak ister” diye sorunca, bir tanesi utana sIkIla, ‘ben ! ‘ dedi… Derken sirayla tur attirdim kucuk yesillikte…

Muhabbet aldi basini gitti 🙂

Soldan saga isimlerini de soyleyeyim size ;

Ruhallah – Mehdi – Armin – Feyyaz 🙂

Muhabbet koyulasti dedim ya… Cok merak ediyordum ne tarz muzik dinlediklerini, sordum haliyle 🙂 Vidyo ile sizlere de sundum, boyle buyrun ;

VIDEO Iranli kucuk cobanlar ne dinler

Birkac fotograf, bu guzellikten ;

 

Dediler ki ; Feyyaz ! emret sana yemek getirak su getirak, yolcusundur, actir karnin.” Yahu emretmek ne demek ! arkadasiz biz ! dedim ben de… Cok israr ettiler; ‘bari peynir getirak, biz yapirak peyniriigigii ” Kabul ettim bu emek kokan teklifi. Mehdi ve Armin, ellerini birbirlerinin omuzlarina atarak evlerine gittiler 🙂 Hayatimda gordugum en guzel manzaralardan biriydi bu, tertemiz bir dostlugun 8. yasini gormek… Sizin payiniza fotograf dusmedi bu andan… Cok da suclu hissetmiyorum bu kareyi sizlere sunmadigim icin 🙂 Ruhumu biraz sImartmak ve sizin de boyle karelerle karsilasmaniz icin yola dusmeniz gerektigini anlatmak istedigimden 😉

Mis gibi koyun peynirini, ayni mis kokulu koy ekmegi ile mideye indirdikten sonra, cocuklar islerine, ben leziz uykuma dondum 🙂

Sozlestigimiz gibi geri geldiler birkac saat sonra…
muhabbet muhabbet… Turkiye’deki koyunlar ve iran’daki koyunlarin, kuyruklarinin buyukluk farklarina kadar konustuk.

Cocuklar keman kutusunu gorunce; ”o nedir” diye merak ettiler… Anlattim.Bir sarki cal hatrimiz icin dediler, bahaneler uydurdum nedense (yureksizlik yaptim yani).Sonra israr ve israr, tamam dedim calayim bir sarki.Nasil bir sarki istersiniz dedim, cevap aynen su ;

” Ya !!! Cal bir sarki, boyle, yuregimiz ferahlasin !! ”

bunu duyunca, kafamdaki ve cevremdeki, muzik adina kendi kendime olusturdugum o sacma duvarlar yikildi.Bu yikimin gurultusu, ezgiyi bastirmasin diye, tum tutucu tavirlara agiz dolu su gulmeyi sonraya biraktim… Ve o, tertemiz 3 coban cocugu, tuttum kulaklarindan ‘Midnight in Moscow’ eseri ile, Rusya’ya goturdum… Oyle sevdiler ki kemanin sesini; ” ilk kez bu kadar yakindan keman goruyoruz dediklerinde, icim bir hos oldu… Kemani onlara birakmak geldi icimden… Beceremedim, Nazim ustaya ezgi goturmek ile yukumluydu cunku o… En azindan, unutulmaz bir hatira olsun diye vedim ellerine kemani 🙂

Suratlarina gomulmek istedigim o kadar cocuk gordum ki bu dunyada… Bingol’de, Paraguay’da ve simdi, iran’in bir koyunde…

Sabah icin sozlestik… Muhabbete gelecekler.Ama erken ayrilacagimi soyledim… Gunes ile duserim dedim yola.

Gece bebekler gibi uyudum, topragin sirtinda… Gece ruya yerine, siir dustu aklima ;

* Yuregimiz Ferahlasin

iran’da
Uc cocuk

Kemani da ilk kez goruyorlarmis yakindan

iran’da
Uc cocuk

Ama insan…

Ama,
kosarak gittigi evinden
Getirdigi koyun peynirini
Yolcuya, askla sunan

Uc
Can…

Yasayasan, uc kalp kapakcigi
Yasayasan, insan olmak… *

Siir oldu gulumsememiz.

Ve sonra gunes, boyle guzel mi dogarmis burada arkadas, mest oldum… Durdum ! Dusunmeden dustum aydinliga…

Boyle bir sabaha, bir guzel Erkan Ogur ezgisi ve bolca dostluk yakisir diyerekten, kahvaltimi vidyoya cektim sizler icin.Ozellikle turunc receli macerasi icin Yeter ablaya tesekkur ediyorum 🙂 izleyince anlarsiniz mevzuyu.

VIDEO Turunc Tatlisi ile iran koy peyniri Kahvaltisi

Tabi bizim ufakliklarin, uykularindan fedakarlik edip beni sabah erken saatte ziyarete gelecekleri aklima gelmisti.Ama bu sefer, iki arkadaslarini daha getirmisler koyden 🙂 Muhabbet muhabbet, ve ayrilik vaktinden once, bir fotograflarini cektim Mavi Bulut ile

Uffff… Yahu tanismalar, sevmeler ve sevilmeler tamam da arkadas, bu terk etme mevzusunu nasil cozecegiz? Dusuncemi agritiyor yer ayrilis… ‘Abi bir gun daha kal burada, koyun guderiz ‘ teklifine karsilik, dudaklarimdaki buyuk sessizlik nasil cozulecek…

Yolcuyum bir kere, tanri, vermis cezami, hukum giymisim, cezami cekiyorum iste…

Armin’i Turkiye’ye donunce arayacagima ve tekrar ziyaretine gelecegime soz vererek ayrildim o guzel cocuklardan… ( eger keyifli ve farkli bir an yasamak istiyorsaniz, Coban Armin’in numarasini vereyim, o da cok mutlu olur boyle bir durumda 🙂 ; 0914 858 03 68

Biraz da beni aklindan cikartmayan ve bedeninde sehvetle dolasmami arzulayan doganin koynunda devam ettim yoluma…

Bisikletimin romorkumda ( ki yeni bir dunyaya babalik yapan, yani guzel Ipek Bebek’in babasi, dostum Oktay’in, bu yol icin bana sundugu, o el yapimi guzel icattir ) bir problem basgosterdi.Bir kirilma sozkonusu arka kisimda.Yol ustunde ufak bir kasabada bu sorunu cozmek icin can attigim bir anda, bir kaynakci dukkanin onunden gecerken buldum kendimi.
Cok yardimci oldular 🙂 Hallettik sorunu

Ve fotograf cekildik tabi ;

Sonra nedendir bilmem, bir cosku ile pedalladim… Ama oyle boyle degil, sadece bir defa ogle yemegimi (yarim kutu barbunya ve koy ekmegi) yemek icin durdum… Hayvancilik cok oldugu icin burada, cok fazla kopek var.Tasdelen bilir, kopekler bizi sevmez pek 🙂 beni 500m uzaktan gorup kovalamaya basliyorlar… Defalarca tekrar etti bu olay.Derken Khoy ayrimina gelmisim.Askeri bir kontrol sirasinda, Tebriz’e gittigimi ogrenen askerler, yaklasik 100 km var dediler ben sormadan, Carsamba sabahindan Persembe orta gunesine kadar (oglene kadar) yaklasik 180km gelmisim.E daha aksama cok var, pedalladim Tebriz’e dogru.Hava karardi, hic adetim degildir karanlikta yol gitmek… Havasindan midir suyundan midir, cosku ile pedalladim… Tebriz gorunmeye basladi uzaktan… Kocaman bir sehir… Ve malesef, berbat bir trafigin icine karistim ve cok degil birkac atraksyon yasadiktan sonra, ufak bir dusus yasadim.Hemen kalktim, bende bisey yok.Ama Mavi Bulut’u hic bu kadar aci bir halde gormemistim.Romorkta hic bisey yok,  esyalarda da oyle.Fakat Mavi Bulut’un problemleri kisaca ;

Kadro kulagi kirik,
Arka fren bacaklarindan biri komple ucmus,
Fren bacak pivotu kitilmis
On fren kolu baglantisindaki ayar vidasi kirilmis
Arka jant egilmis
Arka jant mili egilmis
Kadrodaki cizikler ve siyiriklar cabasi…

Nasil etsem dedim, zaten karnimi zor doyuruyorum ve Mavi Bulut’u da oyle gormek pek bi dokundu… Aglasam mi azicik? Vazgectim.Dedim ki yol bu, her sey dahil.Once ruhu toparladim, sonra Mavi Bulut’u.Artik sehirde oldugum icin, Couch Surfing sitesinden edindigim, beni Tebriz’de musafir etmek isteyen arkadasim Mehdi’ye telefon actim.Taksi ile geldi beni almaya, cok uzak degilmis evi…

Hemen bir bisikletci dost cagirdik.Bakti, hallolur dedi, burada bisiklet kullanan cok.Dedim ki ben de ; ”Cigerim parcalandi aziz dostum ” , bisikletci dostumuz Hamid’e bu laf oyle dokundu ki, ” aman  kardasim.Uzme kendini hallederiz bir sekilde ”

Mavi Bulut?u , kalbi kirik bir vaziyette birakip, baska dostlarin evine, Mugam dinlemeye gittik.Burada organizasyonlar gayet hizli oldu… Neden bilmem, hangi memleketi yoklasam sevgi adina, hep alip yureklerine basiyorlar beni 🙂

Ruzgardan yanmis yuzum, yorgun ve biraz huzursuz kaslarim ile uykuya daldim.Ama CouchSurfing bulusmasini kabul ettik seve seve, sabah 6 gibi uyanip dag yollarina dusecegiz, yeniden ve yine buyuk hazlar ile…

Turk oldugumu duyan herkes farkli bir ilgi ile yaklasti bana… Rahatsiz edici buldum bu tavri… Kizmayin hemen.Cunku, benim ?paylasim? anlayisim, pasaportunda hangi ulkenin bayragini tasidigin ile alakali degildir.Ki bayraklarin ozgurluk senbolu olduguna da pek inanmam… Derdimi anlatmaya calistim, dedim ki ; hepimizin ilk adi, ?insan? olmali ve ben bir gezginim, bir topragi digerinden ustun saymak, en cok bana yakismaz… Tavrim, tesadufen dogdugum bir yer yuzunden sevilmeyi istemedigim ve eger beni seveceklerse, gokyuzunun farkinda oldugum icin sevilmek istedigim yonunde oldu.

Hallettik hallettik sevme karmasalarinin cogunu.Arkadas edindikce programlar uzadi.ama su dag macerasini anlatayimda biraz 🙂

Yaklasik 20 kisi dustuk zirve yoluna… Muhabbetler ve Azeri sarkilari esliginde.Neden Azeri sarkilari? Cunku Tebriz, iran tarafindan dil vediger ozgurlukler bakimindan, Farsiler tarafindan somurulen bir bolge.
Hatta, devlet okullarda yasak etmis Azeri ve Turk dilini… Bir halki, yavas yavas yok etme cabasindan ote bir sey degil bu ! Azeri dansi yapip, sarkilarini soylemek sakincali bulunuyor.Daha nice yasak var ama… Simdilik bu kadar kaldiriyor yuregim… Devam ettik tirmanmaya…

Hani dedim ya yasaklar ulkesi diye… inadina, zirvede Azeri sarkilari soyleyip, dans ettik.Vidyo cektim ki, siz de anlayin, siyasetin, insanlarin kulturlerini somuremeyecegini.

VIDEO Dand DAginda Isyan dansi

Bu arada, burdaki kadinlarin kapali olmasi durumu tahmin edildigi gibi degil.Hukumetin yasak koymasindan dolayi kapanan milyonlarca kadin var.Bunu inanclarinin geregi olarak degil de, hukumetin geregi olarak yapan kadinlar cok belliler.Sadece kafalarinin hemen hemen yarisini kapatiyorlar bu kadinlar… Ve inanilmaz bakimli ayrica guzel oluyorlar…

Dagdan donduk… Fena yoruldum.. .Ve birkac saat sonra yeni bir planin icinde buldum kendimi 🙂 Muzisyen dostlar gelip benim serefime, Mugam sanati icra edecekler 🙂

Sanirim 1 saat kadar uyudum.
Ve geldi muzisyen dostlar… 3 tane def, bir Azeri Tari. Sarkilar soylendi calindi.Ben de bir ara ? azicik keman caliyorum? demistim. E hali ile, bize bir sarki da sen cal dediler.Tamam ?? dedim ama, tir tir titriyecegim belli.
Cok anlatmayayim, ama muzik yapmak , daha dogrusu, muzigi muzik adina yapmak ile ilgili oyle guzel seyler ogrendim ki.Ve duyabilir misiniz vidyoda bilmem ama, benim titredigimi goren ustad, diyor ki ?? Yureginle Cal ?? benim icin bircok dava kapandi bu sozle… Artik dil problemimiz yok kemanimla 🙂

Su, asagidaki dostum, Amir?in  sayesinde duvarlar yerlebir oldu.

VIDEO Yureginle Cal – AYRILIQ Mahnisi

Hayatimdaki en lezzetli geceyi gecirdigimi soyleyebilirim.Bana sarki soylettikleri icin onlar nasil uyudular gece bilmem ama, ben fena rahat uyudum… O gece butun yarim kalan ve artan asklari sigdirabildim kalbime…

Ertesi gun, Mavi Bulutun sorunlarini cozmek sirasi geldi.Gittik bir tamirciye… Ben tabi telaslar icindeyim.Dunyanin masrafi cikicak ya da cozulemeyecek problemlerle karsilasacagim diyerekten…

Kucucuk bir dukkana girdik… Bu usta hakkinda cok guzel seyler soylediler. Saed Muhamadi ustamizin ismi.

Ustanin yanindaki kirmizi-siyahli dostum Hamid.Benimle cok ama cok ilgilendi sagolsun.Sanki iran?da, 20 yillik bir dostum varmis gibi hissettirdi sagolsun…

Mavi Bulut?u Saed ustaya birakip, Azeri muzesine gittik Hamid ile.Pek ilgimi cekmez aslinda tarih… Ben, ulkelerin hikayelerini, o ulkenin insanlarinin suratlarina bakarak ogrenmeye calisirim hep… Muzeden en ilgimi ceken parcalar ;

Ve

Muzeden cikip, Mavi Mescid?e gittik…

 

 

Sonra biraz da Bazar denilen, Istanbul?daki Kapalicarsi?ya benzeyen yeri dolastik…

 

Sonra Hamid ile geri donduk ustanin yanina… usta, arka gobegin bilyelerini temizledi, egriligini duzeltti, frenleri halletti, benim cok da iyi takamadigim arka aktariciya bir ayar cekti ve daha bircok ince olayi halletti.Sonra dedi ki, ??sadece malzeme parasi yeter, ben turistlerden tamir parasi almiyorum ?? o kadar rahatladim ki… sadece 10 dolar kadar para odeyerek atlattim bu durumu… Yasayasan Saed usta 🙂

Sen de yasayasan Hamid dost 🙂

Dostlarim arttikca planlar da artiyor… Bir arkadas aliyor beni, diger arkadasa birakiyor 🙂 Biriyle kahvalti yapiyorum digeri ile Omer Hayyam ve hurriyet hakkinda konumak icin ofisine gidiyorum.Hic bu kadar planli bir paylasim yasamamistim… Hele Ali Che diye bir adam var ki, sonra Huseyin… 🙂 Suan Sahand?in ailesinin evindeyim, pasalar gibi bakiyorlar bana 🙂 bir kus sutu eksik.Samimiyet ve sicakliklari icin cok minnettarin bu aileye.

Simdi, bu yazi epey uzadi, cok konusmak ya da anlatmak diyelim, hosuma gidiyor da gitmesine, disarda hayat akarken, daha fazla klavye ile yuz-goz olmak istemiyorum… O yuzden daha fazla anlatmayacagim iran?i.

Belki,
son bir fotograf,

 

 

 

 

 


“1 – iran – Toz ve Ezgi” için 5.826 yanıt

  1. dostum aldın götürdün yüreğimi ruhum öylesine güzel bir yolculuk yaptı ki ifade edemem.İçim sıcacık oldu tarif edilemez güzellikler yaşadım umarım bir gün bende düşebilirim bu yollaraa :)emeğine yüreğine sağlık…

  2. feyyaz uzun dedin ama bi çırpıda bitiverdi…..

    gezgin ile turcu arasındaki farkı hissettirme arzun da fazlasıyla yerini bulmuş gibi…

    bazı aptal önyargılarımdan kurtulma yolunda ilerlerken, bu süreci hızlandırıyosunuz resmen…

    kazasız belasız…iyi yolculuklar..

  3. son olarak…”yigidim aslanım..” performansın gayet başarılıydı=)

  4. Hello Feyyaz abi, I am Ann-Marie. I met you in Datca with my mum Deniz and my brother Martin, if you remember.Iran looks very interesting, it is very different compared to England.Some day, I would like to travel with you too. I like your bicycle BLUE CLOUD, it is bigger than mine and I like the color of blue so much. I think you are very brave to go to those places. I will be brave like you too. Love Ann-Marie

  5. breh breh breh 🙂 tam bir güzellik ziyafeti…. Yazacak birşey bulamıyorum bende Cihan abim gibi…. yolun bol olsun dostum. Yolculuğun hiç bitmesin…

    Romorktaki kırık… Hiç kırılmaması gereken bir yerden kırılmış… Yaşarken hiç beklediğimiz yerden darbe almamız gibi bişey olmuş 🙂 Neyseki küçük bi kaynakla halledebilmişsin.. Sorunsuz yolculuklar dostum.

  6. Bizide oralara götürdüğün için çok teşekkür ederim . Yolun açık olsun abi …

  7. İnsanların yüreğini yolculuğa çıkartan bir tatta yazı ve paylaşım olmuş.
    Nazım yolunda bir çok güzellik yaşaman dileğiyle Saygılar…

  8. Ne diyeyim tesekkurler. Ruhumu yikadi, parlatti ekrana doktugun kelimeler. Yazini okurken keske dedim o coban cocuklarla bir gun daha kalip koyun gutseydin. Tabi bu benim keskem. Yol senin yolun. Ben aklimda orada bir gun fazla kalip o cocuklarla koyun guttum senin yerine. Bu yuzden Tebriz’e de senden bir gun sonra vardim. İran’da ki Azerilere ayni Turkiye’deki Kurtlere yapilan yasaklamalarin oldugunu senden ogrendim simdi.aglicakla kal.

  9. Yukaridaki yaziyi cepten yazdim. Son duzeltmeleri yapamadan basmisim yorum tusuna… Diyecektim ki bu mulkiyetcilik yuzunden parcalanmis dunyamizda ne cok kalpler kiriliyor. Senin kemanindan cikan ezgiler bir nebze olsun tamir eder umarim. Saglicakla kal…

  10. yola devam, harika bir başlangıç yapmışsın. sonuna kadar bu güzellikte devam etmesi dileğiyle.
    esen kal

  11. Dostum, takipçilerini kışkırtman ne güzel 🙂 (sizin de böyle karelerle karşılaşmanız için yola düşmeniz gerektiğini anlatmak isteyişin)

    ve şiirin, nasıl da yaşanmış bir şiir o öyle. yaşlanması, yıllanması dileğiyle..

    turunç reçeli videosunu gözlerim ıslak izledim.

    gökyüzünün farkında olduğun için sevilmek isteği!! woow

    müzisyen Amir ile tanışmayı gerçekten çok isterim Feyyaz!

  12. sevgili feyyaz azönce yoldan geldim ve yolladıklarını aceleyle okudum izledim.sen oralara yakışıyorsun yollara yakışıyorsun ilk bunu hissettim.y0lun ve yaşamın getirdiklerine de zaten razıyız değil mi…sağlıcakla kal…

  13. harikulade… Yolun açık olsun yüreği göğsüne sığmayan adam…

  14. Sizin yorumlariniz ustune soz soylemek zor… Mana ya soz yok soyleyecek… Takip edildigimi bilmek, inanilmaz rahatlatici\ bir o kadar da olum korkusu yukluyor insana… Hepinize ayri ayri yorum yazmayi cok isterdim, ama ne yuregim ne de farsi bir bilgisayar klavyesi is goruyor simdi./

    Dostluk ve yol ile/.

  15. Latin Amerika bambaska bir tecrubeydi biliyorum ama bu yolun sonunda cok daha farkli bir bakis kazanacagina inaniyorum Feyyaz… Hersey bir yana insanlarin kafasindaki yalan yanlis bir suru algiyi kirmak adina bile o kadar onemli bir sey yapiyorsun ki…

    Gunes dogu`dan yukselmez mi? Donunce yuzyuze iken dinlemeyi tercih ederim…

  16. dost yüreğine sağlık..yanlız değilsin bu YOL’da.

  17. okumaya 2’den başladım, 1’e döndüm, okudum şimdi tekrar 3’ü (gürcistanı) okumak istiyorum :)…

  18. o köpekler yokmu, onlar olmasa daha az heyacanlı oluyor yolda olmak 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir