Bolum 3 / El Chalten – Arjantin / Ezginin Vatansizligi ve Buzul Golu

Ushuaia da son bir gece daha kalip, yukari dogru, yani dunyanin en guneyinden yavas yavas kuzeye cikmak niyetindeyim 🙂 Daha once kaldigim super berbat hostele geldim.Roberto 3 koreli kizi kandirmis, bir odali hostelinde 3 Koreli ile kaldim.Soldan saga Huyunna – ? – Van.Bana Kore dilinde sarki soylediler, o sirada hostel sahibi iceri girdi, o da ispanyolca bir sarki patlatti.E ben de bos durur muyum 🙂 Karli Kayin Ormanini soyledim 🙂

Ertesi gun yola koyuldum.Yiyecegimi aldiktan sonra cok bi problem yasamiyorum 🙂

Arjantin’de geleneksel bir icecek olan Mate, herkesin elinde.Tir soforleride surekli mate iciyorlar,yan koltukta oturan arkadas bana mate ikram etti.Mate’nin bir buyuk ozelligi insanlarin paylasimini arttirmak.Gordugunuz demir pipetten iciliyor, ve herkes ayni pipetten icmek zorunda.Yesilcayin cok aci olani diyebilirim.Ben cok sevdim.Icindeki sicak su bitince tekrar su koyuluyor.

Rio Gallegos otogarina ulastim 🙂 Benim icin otel sayilir.Burada sabahladiktan sonra otostop ile yola devam edecegim.Assagidaki arkadas Hideki.Cok uzun zamandir yoldaymis, bugun de dogum gunuymus.E tamam param kisitli ama, anlamli seyler icin her zaman param vardir 🙂 Hemen gidip iki tane bira aldim.Hideki oyle bir sevindi ki, bunun kendisi icin cok onemli oldugunu soyledi.Bana Japonca bir sarki dinletti, ben de ona Erkan Ogur dinlettim.Seher Yeli sarkisini cok begendi , ismini istedi benden 🙂 Bu olaydan sonra dusun dusun durdum.Adam Japon, ben Turkiye’de dogdum, Arjantin’de taa dunyanin ucunda bir sehirde kafakafaya vermis, ruhumuzu besliyoruz… Ezginin bayragini goremedim, hem muzik ne ile savasmali avuc toprak icin? Hideki ile ertesi gun sabah ayrildik, benim yola dusme vaktim gelmisti…

Patagonya… Alabildigine bozkir ve tum Arjantin’de bu alan yaklasik turkiyenin 2 katindan buyuk.

Elmam ve ben gayet mutluyuz.Bu arada bu yeni sac seklim degil 🙂 Inanilmaz ruzgar var burada 🙂

Saatler sonra bir araba durdu, sonra orta yerde kalakaldim 🙂 Bekle bekle… Niyetim Calafate ye gitmek 🙂 Ardindan bir araba durdu.Arkadasin ismi Anvar.El Chalten diye bir yere gidiyormus 🙂  Benim gidecegim yerden bir sonraki kasaba 🙂 Cok ama cok guzel dedi El Chalten icin.Abe dedim sur o zaman El Chalten’e 🙂

Bir gece onun bahcesinde cadir attim.Bol bol Bob Marley dinledik.Sonra ben arabanin teybine mp3 calarimi taktim.Lutfen vidyoyu izleyin 🙂 Yazinin sonuna linkleri verecegim 🙂 Bir gece Anvar’in bahcesinde kamp attiktan sonra artik dogaya gitmek istiyordum… Sanki bagrina basacakmis gibi beni cagiriyordu… Anvarin bahcesinin yaninda bizim gecekondulara benzeyen bir ev vardi, evde bir cocuk…

Cocugun bir salincagi vardi… Sen su babanin yaptigi guzellige bak… Cocugum gulsun demis be…

Yurudum… Birkac kamp yapilacak yer varmis bu civarda, yaklasik 2.5 saatlik yuruyusten sonra dagin arka tarafina nehirin yanina gidiyorsun, buzul golleri ve buzullar kapli And daglarinin hemen dibindeymis.Yiyecek alip yola koyuldum.Dogal park gibi bir yer Fitz Roy deniyordu sanirim.Fitz Roy tabelasinin onunde ‘ basardim’ pozu vererek fotograf cekilen turistlere gule gule yurudum.Bu arada bir gorevli ile tanistim, nereye gidiyorsun sorusuna ‘ bilmiyorum’ cevabini verince bana epey bi guldu 🙂 3 kamp yapilicak yer var, birinde duracagim elbet 🙂

Yesilleri gorunce aldandim, hani buzul yahu falan… Sonra 2 saat daha yuruyunce 🙂 Cadirimi bu manzaraya karsi kurdum 🙂

Yuksek irtifa cadirimi kurup, etraftaki agac parcalarindan kendime masa ve oturacak bir yer yaptim 🙂 Burayi cok sevdim, hem su da bedava 🙂 Epey kalabilirim burada 🙂

Dag tas birakmadim her gun baska bir yere yurudum 🙂

Buzul golunden birisi.Golun yanindaki minik seyler insanlar 🙂 Suratim biraz asik cikmis ama sebebi var.Ne zaman boyle bir guzellikle karsilassam dostlarimin da yanimda olmasini ve bu guzellikten paylarina duseni almalarini istiyorum.E durum boyle olunca, ne zaman dostlarimi ozlesem, aciyorum defterimi, benim icin yazdiklari notlari okuyorum.Muglaya ugramistim buralara gelmeden. Guzel dostum Altan’in (abi kavrami uctu gitti guzel dostum ve cok guzel bir adin var 🙂 defterime ilistirdigi, Soluk Soluga siirinden bir parca ve dostum Ibrahim Kizilkaya’nin ilistirdigi not beni epey duygusal bir hale soktu… Zaten o hale girmeye hazirdim 🙂

Gunler gecti.Buzullari gormek icin biraz yurumek gerekiyor.Ama cok gec cikarsam donus sikinti oluyor.Bu sebepten kendime bir gunes saati yaptim.

Insanlar kamp alanlarina gelip bir gece kalip gidiyorlar.Ben artik yerli sayilirim.SAnirim 1 hafta oldu buraya geleli.Insanlara hangi buzul guzeldir hangisine gitmek daha zordur bilgi vermeye basladim.Bu paylasimlar sirasinda bol dost edindim.Bunlardan ikisi ile bir buzula gitmeye karar verdik.Fernando yolu biliyor, normalde tehlikeli oldugu icin kapatmislar o  buzulun yolunu.Bir de Yeni Zellandali arkadas var Crish 🙂 Dustuk yola ve inanilmaz buyuk bir buzul golu, icinde buzlar dolasiyor.

Sonra golun dibine kadar gittik.Bana biseyler oldu… Suyun icinde olmam gerektigine inandim ve artkadaslardan ozur dileyip :))

Yasamak gibi bir seydi… Birkac dakika icinde vucudunuz uyusuyor ve kalp atislariniz hizlaniyor… Sudan cikinca da butun vucudunuz kipkirmizi oluyor… Inanilmazdi.Hani nadir anlar vardir ya ‘ yasiyorum !!!! ‘ dediginiz 🙂 Iste oyle.

Bu olayindan sonra Fernando ve Crish benden biraz uzaklastilar.Fernando bir vidyo cekti 🙂 Ben Crish e diyorum ki, ‘bedenimi hissetmiyorum ama hayati hissediyorum 🙂

Fernando ve Crish ayriliyor kamptan.Ben bir sura daha burdayim.Diger gunlerde baska bir buzul golune gittim.

Bu buzul gezisinin donusunde hava bozmaya basladi.O gun aksama dogru kamp ocagim da makarna yapiyordum, ocagim gaz yagi ile calisan en kotu ocaklardan.Bir aksilik oldu ve ocak elimin ustune devrildi, gaz yagi oldugu gibi kolumu tutusturdu, hayatimda ilk defa korktum.Kimsecikler yok, irmak da 2 dk uzakta… Topraga surtmeye basladim kolumu… Neyse ki atlattim.Iz kalmadi kolumda… 2 gun firtina ve yagmur bitmedi.Tuvalet haricinde disari cikamadim.Yemegim bitti.Iki secenek vardi, ya bir gun daha acliga dayanip ertesi gun gunesin acmasiyla sehre gidecegim, ya da zaturre olmak pahasina cadirimi topladigim gibi firtina ve yagmur ile 2.5 saatlik patikadan ac karnina yuruyup sehre ulasmaya calisacagim.Yurumeyi tercih ettim.Cunku yarin gunes acmazsa, aclik sonumu hazirlayabilir.Boyle seyler hep filimlerde olur sanirdim… Ama doga oyle buyuk  ve guclu ki… Ve insan oyle yanliz, oyle caresiz ki onun karsisinda…

Neyse yuzum donmasin icin sarkilar soyleyerek, birkac kez duserek, sehre vardim.Para cekmem lazimdi ama bankaya gidecek dermanim yok, biraz ekmek alip hostel aradim.Hosteller 45 peso (22 tl ) bende 35 peso kadar para var.Hostel sahibine 30 peso verip kalanini sabaha verecegim dedim.

Hostelde iki Fransiz ile tanistim, Benjamin ve Chloe.Benjamin ile Mate paylastik, Chloe de siirden cok hoslanirmis, bol bol konustuk sairler ve siirler ustune.Benim buzul golunde yuzme hikayesinden sonra Chloe ve Benjamin sordular, ya hasta olursan 🙂 hasta olursam biterim 🙂 ben de dedim ki olmamak zorundayim 🙂 Sonra kelam edeyim dedim, gunes ve kalbim sicak olsun yeter… Baska ihtiyacim olan bir sey yok.BUnun ustune Chloe soyle yazmis not defterime ‘ Hostel 45 peso- under the rain, sun will be back ! ‘ 45 pesoluk hostelde, yagmurun altinda, gunes geri gelecek 🙂

SAbah parami cekmek icin bankamatige gittim, problem cikti ve parami vermedi.Sonra dondum hostele boyle boyle dedim.Onemli degil dedi hostel sahibi.Bir gece de otogarda kalayim deyip ayrildim, yarin ola hayrola 🙂 Gece polisler geldi. Otogarin disinda matimi sermis tam uyuyacakken, once iki kadin polis ‘ buradan ne zaman ayrilacaksin ‘ dedi.SAbah dedim.Otele gitmem gelekiyormus 🙂 yahu biliyoruz herhalde, param yok deddim yarin cekecegim, ekip cagirdilar 🙂 2 tane de erkek polis geldi, pasaport kontrolu ve sorgulamadan sonra beni bir hostele gotureceklerini ve parasini sabah odeyecegimi soylediler, gittik hostele gecenin bir vakti.Sabah olsun bakalim dedim ama 6 saat icin 40 peso daha odemeye hic niyetli degillim dogrusu 🙂

Sabah baktim kimsecikler yok, bankamatige gittim, yine cekemedim parami,dondum hostele bir not biraktim 🙂 iste notun fotografi 🙂 Bu arada ingilizcemin ne denli kotu oldugu da ortaya cikacak ama olsun 🙂

EVet, son birkac pesoya eski ekmek alip tam yola dusuyordum ki, bir daha denedim bankamatikte sansimi.Nihayet para cekebildim.Sonra azcik alisveris yapip dustum yola 🙂 Kuzeye gidiyorum… Bildigim tek sey bu 🙂 Sehirin disinda bekleyen bir otostopcu daha gordum, Fransiz, Albanilo.El Bolson diye bir yerden bahsetti tam yolumun ustu, oraya gidiyormus.Belki orada karsilasiriz tekrar dedim 🙂 Ikram ettigi mateden ictim, burda bekleyelim dedi birlikte… Yurumeyi ozledim diyerek ayrildim…

Bu yurudugum yoldan bir fotograf, olu bir Lama…

Sevgilerimle, KIYISIZ.

( Bolum Vidyolari )

http://www.youtube.com/watch?v=6GOgRbAbHQU (Usuaia Tir soforu )

http://www.youtube.com/watch?v=H3_g7Keo4MA ( Rio Gallegos ve Pataonya)

http://www.youtube.com/watch?v=ZdH39It7EFc (Anvar ile El Chalten’e giderken Erkan Ogur 🙂

http://www.youtube.com/watch?v=o7YvsiC-2Qg ( Buzul golu ve ben )

http://www.youtube.com/watch?v=HVEi6nKh2RM ( Diger buzul gollerinen biri)

http://www.youtube.com/watch?v=iZwOVI8wVhY ( Yurumek… Patagonia)

 


“Bolum 3 / El Chalten – Arjantin / Ezginin Vatansizligi ve Buzul Golu” için 11.443 yanıt

  1. into the south:) Feyyaz’ım sen tam bi doğa adamı olmuşsun ya harika diycek bişey bulamıyorum yanlız dikat et kendine oralarda
    gelince sana anlattıracak çok sey var:)

  2. yolun açık olsun yeğen,seni çok seviyorum ilk gözağrım.

  3. Feyyazcım yine bir solukta okudum bu bölümüde. Okurken yüzümün aldığı şekilleri biri görseydi çok eğlenirdi herhalde. Üzüldüğüm ve sevindiğim bir çok şey yaşamışsın yine. Umarım bundan sonrasında sadece güzel şeyler olur. Seninle yürüyoruz dostum.
    Sevgiler

  4. Sevgili dostum…
    And dağlarının karlı yamaçlarına yaslanmış buzul göllerine girdim seninle..Issızlığı,yalnızlığı,dostluğu,coşkuyu ve matenin tadını hissettim iliklerimde..Rüzgarla dağlara yayılan türküler geldi kulağıma..Eşlik ettim ve bir kez daha gurur duydum seninle..
    Güneş saati bile yapmışsın ya..Tam uyum sağlamışsın ya doğaya, Endişelerim sevince dönüştü güzel dostum..
    Umarım güzel insalarla karşılaşırsın hayalin boyunca..ve yedeğinde güzel anılarını taşırsın her zaman bizlere..Yüreğim seninle dostum.. Yolun hep açık olsun..

  5. Feyyaz’cığım çok ilginç;
    Mate’yi demir süslemeli pipetlerle Suriye ve Lübnan bisiklet turunda bol bol içmiştik.
    Zehir gibi su eksildikçe tamamlanıyordu, toz şeker ilaveli 🙂
    Sanırım göçlerle Ortadoğu’dan gitmiş olmalı 🙂

  6. Her insanın içinde gökyüzü vardır da çoğu ulaşılmaz olduğunu düşünür.
    Kendi gökyüzüne ulaşamaz bazen insan gücü yetmez,boyu yetişmez.
    İçindeki gökyüzüne uzanışın onu kavrayışın nu muhteşem ve o gökyüzünü bizlere de ulaştırabilmen.
    İçimizdeki mavi güce bizi inadıran güzel insan
    kocaman kucaklıyorum seni
    özlemle ve sevgiyle

  7. Biz sıcacık ve yumuşacık yatağımızda yatarken,senin dağda taşta bayırda uyuyor olman içimi acıtıyor.:(
    Ama düşünüyorum,bizler yataklarımızda senin kadar rahat ve huzurlu değiliz.insanların yalanlarından uzakta,doğayla başbaşa olabilmek,yalnız kalabilmek,en önemlisi huzurlu olabilmek gibisi yoktur sanırım. Her nefesinde huzuru çek içine ve mutlu kal feyyaz.
    (hayat)

  8. Arkadaşım bu gün ilk defa baktım sitene.Eski günlerim geldi aklıma.Arjantine bir kaç sefer gitmiştim.Benim içinde eğer paran yeterse cafe con lece ile facturas yermisin…bayıldım yaptıklarına…
    bu arada uruguayda oldukça ilginç!!!İyi yolculuklar

  9. “adam japon, ben türkiye’de doğdum” ne arkadaş, umarım bu takıntından da kurtulursun bir gün. keyifle okuyorum da böyle şekilsel mevzulardan sıyrılmış olmak gerekirdi şimdiye kadar. serdar kılıç gibi yeterlilik sahibi bir adamın kelini göstermekten imtina etmesi gibi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir