Bolum 7 / La Paz / Bolivya / Bazi Kuslar

Soyoon Lee ile birlikte atlayip otobuse, Sucre’ye dogru yola koyulduk.

Otobusumuzun hareket etmsiyle, bir muzik koydular ki teybe… Muzik degildi aslinda, elektronik sesler ve arkasinda zor duyulan bir erkek sesi.Dedim ki, yahu olsa olsa bir sarkidir, gecer gider.Ama yok arkadas, 3 saat kadar surdu yolculugumuz ve sarkilar farkli olsada, ayni ritm, resmen defalarca oldum otobusun icinde.

Bunu anlatmamin sebebi, bir seyin farkina varmam; muzigin olmadigi ya da farkli turde muziklerin olmadigi yerlerde, halk yozlasmaya mahkumdur.Dusunsenize, otobuste calan inanilmaz rahatsiz edici seslerin yerine, Jazz , Blues yada Etnik muzik calsaydi, otobusteki Bolivyali evine gidince, farkli ezgilerin buyur ettigi yenilikci ve farkli dusunceler ile dalacakti uykusuna.Muzigin onemini bir kez daha anladim dostlar.Hem Can Baba bosuna dememis ”Yasasin Cazin Getirdigi Devrim”

Derken Sucre’ye geldik, sokaklarda dolasmaya basladim tabi.Ve birkac gunde, belki 10 protestoya rastladim.Bazi protestolara dahil olmayi da ihmal etmedim 🙂

Soyoon hala isal 🙂 Ona Muz ve Kola formulunu onerdim.Hatun 2 gunde iyilesti.Baksaniza nasil guluyor.Bu arada yemeklerden surekli rahatsiz turistler.Bir de ispanyolcanin, bir turist icin neden onemli oldugunu anladim.Yahu adam, etini az pismis isteyecek, tuz istiyecek, tabiki ispanyolca sart onlar icin 🙂 Sahsen ben onume ne gelirse cekinmeden yiyorum.Yahu hatirlasaniza, El Chaltende gunlerce aclik cektim, bir de yemek mi ayiracagim burada 🙂

Soyoon 1 yildan fazla Meksika da yasamis.Sogan dogramakta pek becerikli sayilmaz ama, iyi konserve aciyor.Birlikte bir meksika yemegi yaptik.Adini yazdim biyere ama hatirlamiyorum simdi.

Bu arada masadaki yazilarida ben ilistirdim.Senliksiz masaya sus yaptim Cemal Sureya siiri ve benim kucuk karin agrimla.
Cemal Sureya’nin bir siiri var bilirsiniz belki;

Kisa

Hayat kisa
Kuslar ucuyor… (Cemal Sureya)

Benim en sevdigim Cemal Sureya siiridir.Bir de ‘San’ isimli bir siiri var ama Enes cok dalga geciyor guzelim siirle.Inadina rahatsizlik veren bolumu ilistirecegim buraya dur 🙂

” Yoksuluz gecelerimiz cok kisa
Dortnala sevismek lazim ” (Cemal Sureya)

Sucre Mercado’sundan bir fotograf.Her turlu et urununun, her parcsini bulabilirsiniz.Tavuk ayaklari bile temizlenip satiliyor.

Meyveler… Cok ucuz ve cok lezizler.Insanlarin buyuk gecim kaynaklarindan birisi.Tabi ben de nasibimi aldim 🙂

Mercado’daki yemek salonlarinin mini mutfaklari.Goruntuye ragmen yemekler cok lezzetli 🙂

Aci sosun ne kadar lezzetli oldugunu anlatamam.Tabi ‘aci’ diyince ben eyvah yanacagiz diye dusundum.Meger aci ketcap kadar aciymis sos 🙂

Soyoon ile mercadoya alisverise gittmistik yine birgun.Kulagima inanilmaz guzel bir ses geldi.Hafif panikle etrafima bakindim.Kor bir kadin, akordiyon calan bir adam.Tutustum tabi, hemen sese dogru yurumeye basladim.Bizim Soyoon’un ilgisini cekmedi tabi bu guzellik, sen git ben geliyorum deyip eline posetleri tutusturup sanatcilarin pesine dustum.Biraz darildi bizim turist bana ama, o da turist olmayaydi yahu… Hayati cok defa iskalamamis olsam da, beton kafeste, kulaklikla ayni muziklei dinlemektense, yasamin kalbine bagdas kurup, ordaki ritmi dinlemeyi tercih ederim.Neyse bir sure peslerinde dolandim, buyulendim buyudum… Sonra dedim ki dostlarima da hediye niyetinde dinleteyim bu ezgiyi.Minik bir vidyo cektim geri donup 🙂

Muzisyen dostlarim, Yetis & Ozdas , Egemen &Onursal , Duygu & Gunes , Murat Gulersoy, Suavi ve aklima gelmeyen iki kadeh sarap paylastigim muzisyen dostlar alinmasinlar ama bu ezgi, hayatimda simdiye kadar duydugum ezgilerden daha cok dokundu bana.Sanirim bunun nedeni Bolivya’da , yasamin tam icinde, ezgiye acligimin en ust seviyesinde olmam 🙂

Assagidaki fotograf LA Paz’dan.Kadin , minik minik koprip yedigi ekmegi, bir kumru ile paylasti.Dondum kaldim.Kadini suratini goruyorsunuz, neredeyse bir deri bir kemik…  Ama diyor ki ” olmedim daha…” Bir kadinin , bir kumrunun ve bunu izleyen mavi bir sercenin hikayesini ozeti bu… Olmedim daha…

La Paz Bolivya’nin baskenti.Haliyle cok kalabalik, yerlerde surunen insanlardan, volvo marka araba ile tur atan zibidilere, aglayan kadindan, kor gitariste her seyden fazla fazla var… Birde surekli uyariyor insanlar, gasp cok yayginmis burada…

Bazi sokaklar bol senlikli… Ozellikle aksamlari… Gitar calan gorme engelli bir dost edindim.Geceleri yemekten sonra yanina oturuyorum dakikalarca.Yine boyle bir gecede, yalın ayak dans ederek yanımıza gelen Bolivyali kiz cocugu, 5 bolivyanos atti gitarcinin kutusuna.Cok utandim.Bu kiz cocugundan daha zengin degilmis yuregim.Sonra kizin saclarina baktim, diyor ki, fakir bagimsizligimin simgesidir bayrak saclarim…

Gece donen olaylardan birinden nasibimi aldim, gelince anlaticam.Uzmeyeyim sizi durupdururken.Oyle gerekiyor 😉

Aclik… Bakin assagidaki fotografta bir taksi var, sizce o taksideki adam da benim gibi goruyor mu yerde yatan, belki olmus olan adami.Diyorum ya, dengesizlikler ulkesi burasi…

Ve 10 gun kadar suren birlikte seyahatin sonunda.Bazi kuslar yalniz olmali diyip biraz uzdum Soyoon’u.Ve yollar ayni yere cikacak olmasina ragmen, ayiriyoruz yollari.Ben gezgin, o turist…. Hatun turizm bilgi ofisinden ogreniyor muzeleri, ben insanlarin suratlarini okuyup siirler yaziyorum… Zaten birazcik guvende hissetmek icin yanimda dolaniyordu diyebilirim acik acik.

Yol iyidir, ve daha cok yalniz…

Bu arada Fikret Kizilok ve Erkan Ogur bir Koreli hayran kazandi 🙂 Hatun surekli Fikret Kizilok dinledi 🙂 Ayrilmadan once isim ve sarki listesi istedi benden.Ilk aklima gelenleri yazdim 🙂

La Paz sokaklarinda dolasirken, meslektas bir dost ediniyorum 🙂 Adi Juan.Nefis taki tasarimlari var.Ve gercek bir yerli yani dedesi Kizilderili.Azcik ingilizcesi var.

Ben gene hafif ukalaligimi yapip, tezgahta duran , orjinal bir kizilderili okunun ucundan yapilmis bir kolyeyi benim icin yeniden tasarlamasini istiyorum, bir turkuaz tas koyuyoruz kolyeye… birkac farkli dugum… Derken kolyem hazir oluyor 🙂 Hem hatira hem kendimi iyi hissetmemi saglayan bir parca… Bu arada sagolsun Juan beni kirmayip iki tane sarki soyledi Keuca dilinde (Bolivya yerlilerinin konustugu dil yani kizilderili dilinde) birini yasadim, birini vidyoya kaydettim sizin icin.

Turklerden vize isteyen nadir Guney Amerika ulkesi olan Peru’ya gitmek icin Peru konsoloslugundan vize almak gerekiyor.Tabi buldum konsoloslugu, konsolosluk gorevlisi tek kelime ingilizce bilmiyor.Biraz ecel teri doktukten sonra, fotograflar cektirdim evraklar doldurdum, bankaya gidip para yatirdim (30 dolar) Adam, Pasaportun bizde kalacak 3 gun sonra geleceksin dedi.Aldi beni bir korku… Neyse bekleyecegiz bakalim, dunya harikasi Macu Piccu icin 🙂

Simdilik bu kadar… Disarda hayat akarken, internet kafede 2 saat oldurmek, olum bana… Ama paylasmak lazim, lokmadan , sozcuge…

Opuldunuz.

Bolum Vidyolari ;

http://www.youtube.com/watch?v=_eYlENOiWgo (Sucre’de bir Protesto)

http://www.youtube.com/watch?v=k2eFO6N433w (Alip goturen kadin)

http://www.youtube.com/watch?v=nfYSabFtO1k ( Juan ‘dan yerel ezgiler)

 


“Bolum 7 / La Paz / Bolivya / Bazi Kuslar” için 8 yanıt

  1. AÇILMAMIŞ KAPILARINI açmaya
    İki saate ÜSTÜ KALSIN demeye,
    VAKİT VAR DAHA…
    Lazım gelen lokmadan sözcüğe paylaşımınla,
    SEVİNCELİK hallerimiz var bizim…
    Unutmayasın Mavi Adam…

  2. Feyyaz’cigim.
    Ortama cok guzel uymussun. Iste dogayi tanimak, insanlarla ayni seyleri paylasmak….

  3. ?? Bir kadinin , bir kumrunun ve bunu izleyen mavi bir sercenin hikayesini ozeti bu? Olmedim daha?

    Yeni bir ders daha.
    Sağol, Feyyaz Fernando Alaçam.
    senin gbi derin düşünen birinin hayatımda olması kadar anlam verici birşey yok sanrım 🙂 senin deyiminle MUTLU KAL 😉

  4. yaşadığın talihsizliğe rağmen yola devam ediyorsun,
    yada
    yoldaki talihsizliğe rağmen yaşamaya devam ediyorsun…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir