Bolum 8 / Copacabana – Bolivya / Hersey Dahil

Simdi nasil anlatsam, neresinden baslasam anlatmaya bilmiyorum.

Hani La Paz’da yasadigim tatsiz olay vardi ya, sanirim anlatmak zorudayim.Sadece suslu bir defter yazisi degil yasadigim.Uzulmenizden korktum onceleri.Sonra dedim ki ” neden uzulsunler yahu, bu yola hersey dahil”

Ben, bir gece, ucuz yemek yeme derdine dusmustum La Paz sokaklarinda.Sonra 3 adam onumu kestiler.MONEY MONEY diyip durdular, birisi girtlagima yapisti akabinde. Cikarttim cuzdanimi uzattim.Icinde 20 dolar kadar bolivya parasi vardi.Aldilar parayi ve tartaklamaya basladilar.

Adi herifler tatmin olmadilar bu miktarla.Kisa boylu olan silah cekti, dayadi kalbimin ustune. Dostlar… Hic istemezsiniz inanin, sicak kalbinize, soguk namlu dayaninca, cok garip hissediyor insan.O an kimler gelmedi ki aklima… Insan suretleri donup durdu gozumun onunde.Ama ne pismanlik izi, ne bir ‘keske’.Dostlarima yeterince sarilmisim, ailemin gozlerine guzel bakmis, biseyleri degistirmeye calismisim… Bir nevi doyum hissettim o an.

Sonra, bilen bilir, bir Ruzgar’a tutulmustum.Iyiki kapisina dayanmisim o kadinin, iyiki siirlerimle yumruklamisim kapisini… Kapi yuzumuze hic acilmadan kapansa da, hatta kilit kilit ustune konmus olsa da, suratimda bir gulumseme oldu o, o an…

Neyse,belimdeki  gizli cuzdanimdan cikarip butun parami verdim, 200 Dolar.Biraz daha dovup gittiler.Agzim burnum ilk defa ayni anda kanamayadurdu.Gozumde bir agri… (hala ara ara agriyor) Bir sarki soylemeye basladim.Nazim Ustanin siiridir aslinda ” Cok yorgunum, beni bekleme kaptan/ Seyir defterini baskasi yazsin.” Durdum yol ortasinda, burnumdan kan yavasca yere dustu.Dedim ki yahu ben yazmazsam kendi seyir defterimi , kim yazacak? ”

Hostel sahibi telasa kapildi.Gasp cok oluyormus burada ama, malum turistler genelde panik olurlar boyle durumlarda.Ben sarkiya devam ettim.”Cinarli, kubbeli mavi bir liman / Beni  o limana cikaramazsin”

Anahtarimi aldim, yuzumu yikadim… Lavaboda kan… Ilk kotu manzaram…

Ertersi gun, hostele fotograf makinemi rehin biraktim.Polise gidip derdimi anlatmaya calistim, tek kelime ingilizce bilmiyorlar, ispanyolcam cok kotu olsa da sozlukle anlattim derdimi.Cevap” bisey yapamayiz” oldu.Umitli de degildim zaten.

Eger gasp aninda , makinem yanimda olsaydi o da giderdi.Birkac sogukkanli dostuma mesaj gonderdim internetten.Minik miktarlarda borc istedim.Aninda yardimima kostular.Kimisi esini koluna takip bankamatige kosturmus, kimisi yasadigi yerde bankamatik olmadigi icin sehir merkezine atlayip gitmis sabah vakti.Sattigim esyalarin paralari cok yavas dondugu icin, bir sure idare edebilecek parayi tamamladim.Ama artik La PAz’dan, daha kucuk bir kasabaya gitmem gerekiyordu.Atladim Copacabana’ya gittim.

Copacabana’ya gecmek icin ufak bir bot ile Titicaca golunun cok minik bir kismini gecmeniz lazim.Aklima karadeniz geldi yahu… Ah o takalari ne cok severim.BU arada bizi tasiyan otobusu ayri bir bot ile geciriyorlar.

Copacabana’ya vardim.2 dolarlik bir hostele yerlestim.1 hafta sonra kafam ve vucudumu yeniden motive ettim yol icin.Kasabadaki butun tepelere tirmandim durdum.Nefis bir gol Titicaca.Sanirim Van golunden 8 kat falan buyukmus.

Sokak saticilari ve birkac turist derken, epey arkadas edindim.Herkes Isla Del Sol, diyip durdu.Gunes adasi.Gunes adasi hakkinda birkac sey okumustum ama, populer olan her yer canimi acitiyor.Inka’larin aklina fikrine , akil sir erdiremiyorum.Neyse atlayip tekneye, 3 dolara gittim Gunes Adasina.

Teknemizde iki muzisyen, yanlarina kuruldum.Inanilmaz keyifliydi, ispanyolca sarkilar, gulusmeler… Sarkinin ‘Mariuna Illegal’ kisminda bagiran gitaristi hic unutmayacagim 🙂

Bu fotograf Adacik icin.Iki lafin belini kiriyorduk Adacik ile, dedi ki ; Yahu Kiyisiz, iyi guzel de, ozlemden ziyade, ne vakit guvende olma hissi agir basicak da doneceksin memleketine. Adacik’a bir Cemal Sureya siiri ile cevap verdim, yalnizligimi sorguladigimi one surup;

‘Biliyorsun ben hangi şehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası

Bir de yine sevgili çocuk
Biliyorsun kişi tutkularıyla
Yalnızlığını adlandırıyor o kadar” Cemal Sureya

Benim yanlizligimin adi YOL… Madem biliyordun, neden dustun bu yola diyenleriniz icin cevaplayayim; bildiklerimi bulmaya geldim bu kitaya.Ve artik, biraz daha salinarak, ama saglam basarak yuruyorum.Omur boyu yetecek mutlugugu dolduruyorum torbama…

Nihayetinde vardik Gunes Adasina.Tahmin ettigim gibi fazla turistlik benim icin.Kisa sure sonra beklemeye basladim teknemi, Copacabana’ya donmek icin.Bana kalan birkac fotograf oldu gunes adasindan.Fotografta isciler toplanmislar, bir adami dinliyorlar.Isciler yerde, adam ayakta.Aklima Isci Marsi geldi 🙂

Kadinlar da dinliyorlar.Ama azcik uzaktan.

Ben buyuklerle fazla vakit oldurmeyip, bir cocugu izlemeye oturdum kisa sure sonra.Hep guzeldir onlar…

Biz arkadas olduk bu kucukle… Ozeldi…

Ah benim guzel dostum, oyle bakma buyuklere.Bisey bildikleri yok.Sen sevisini kaybetme…Aslinda guzel bir yer dunya, oyle kara kara dusunme.Goren gozlerin olsun yeter 😉 Ciddiyim… Gel bana bir tas goster, de ki;  ” Bunun ne oldugunu biliyor musun? Koklasana bi bu tasi, ”tu gusta, tu gusta” (sen sevmek sen sevmek)”  Senin uzattigin tas da olsa guzel dostum, bir feslegeni koklar gibi, bir kadini koklar gibi koklarim o tasi… Sonra senin basini oksadigimda, ayni guzel koku yayilir ortaliga…

Koka cayimi yudumladim… Dostlarimi, sevdiklerimi, gozumdeki acinin neden devam ettigini dusunerek ve gulumseyerek.

Copacabana’ya dondum.Bir turlu odama cekilip birseyler karalayamiyorum.Izlemek ve hissetmek oyle guzel ki… La PAz’da arkadas oldugum bir Sili’li bir Ispanyol ile sokaklarda dolasdik durduk bir gece.Sonra ben arkadaslari hostellerine biraktim, kendi hostelime dondum ki, benim hostelin kapisi duvar olmus 🙂 Kapiya vurdum vurdum acmadilar.Azcik kizdim duruma.Saat gece 12 civari, cok gec sayilmamali.

Cok gurultu yapmisim sanirim, adamin birisi cikip, Keuca ‘( yerli dili)’ dilinde inanilmaz kufurler etti, sonra ispanyolca ‘Polis, Copacabana’ sozcuklerini sarfedince, oradan kosarak ayrildim.Butun hosteller kapali.Kaldik mi disarda, 3800 civari rakimda tisortle… Sabaha da daha cok var.Guvenli olur diye gittim bir iskelenin ucuna, Titicaca golunun koynuna sokuldum.

Artik iskele diregi olmus agacin, mor tekneye sevdasini izledim gece boyu… Nefisdi.Sonra yagmur basladi.O beni yalniz gormeye dayanamaz..Konu yalnizlik olunca, nasil ki Bulutlar daglarin orospulariysa, yagmur da benim orospumdur, bazen de ben onun 🙂

Nihayet odama kavustum.Ertesi gun aklima bir siir dustu, kostum gittim pazara, biraz alisveris yaptim.Kahvaltinin verecegi mutluluga ihtiyac duydum yani 🙂 Siire gelince;

”Mutluluk

Yemek yemek ustune ne dusunursunuz bilmem ama
Kahvaltinin mutlulukla bir alakasi olmali” Cemal Sureya

(siirde ufak yanlisliklar varsa affedin, internetten siir okumak beni cok uzuyor, o yuzden aklimdaki gibi yaziyorum)

Kahvaltimizi yaptik, dogamizi yasadik… Iliklerde gezinen bir mutlulugun cumle dizilimi bu 🙂

Bolivya’da bir sey var beni ceken.Insanlarin suratlarina bakmaya doyamiyorum.Dusun dusun durdum, bu yola dusmeden de bilir miydim ki; Kitabimin insan suratlari oldugunu ve okumaya doyamadigim siirleri kusturecek kadar cok okudugumu bu suratlari…

Ve iste yamacina oturup, mavi mavi dusundugum kucuk sandal.’Solitario’ nun  Turkcesi ‘Yalniz’ 🙂 Bir sandalim olursa bir gun, adini Solitario koyucam 🙂 Ne ince bir dusunce, sandalin adi Yalniz.Yani hangi topraklarda yuruyor olursaniz olun, yalnizlik pesinizde.Ister kimliginizde Turkiye yazsin ister Bolivya, ilk cumlenizin gizli oznesi ‘Yalnizlik’ 🙂 Bir cevap, bir cevap daha 🙂 Gel de mutlu olma bu yolda…

Cok fazla kaldim Copacabana’da, param tukenmeye yakin bir bolivyali genc gordum, ekmek ve recel aliyor, sepetine koyuyor, turistlere recelli ekmek diyip paranin dibine vuruyor.Neden olmasin yahu deyip, plastik bir legen adim, ayni yontem ile para kazanmaya calisicaktim.Ilk gun isler iyi gitti.Ikinci gun polis ensemde.Neymis efendim Turistler ticaret yapamazlarmis besin uzerine.

Recelli ekmek macerasi cabuk sona erdi, ama artik epey dostum oldu Copacabana’da.Assagidaki Mail.Venezuela’li ya da Kolombia’liydi sanirim.Epey muhabbet ettik, kadinlardan, yoldan, basimiza gelenlerden bahsettik.Sonra birgun yine iki kelam ediyorduk, iki ingiliz once takilarimiza baktilar, sonra bir tanesi tezgahimizin yanina tukurdu.Mail ispanyolca ‘Orospu Cocugu’ dedi, ben Turkce 🙂 Sonra ben Mail’e Turkce kufur ogrettim 🙂 Bu yazi biraz tatsiz basladi, azicik gulumseyin diye Mail’in turkce kufur edis vidyosunu yukleyeyim, gulumseyin birazcik…

Ahhh aklima bir Can Baba siiri geldi ama, epey yanlis hatirlayacagim sanirim;

”Kufur

Yazılmış şiirin üstüne koyduğum somun.
Sözcükler ekmeğin lokmaları gibi.
Ben size lokmalardan kurulmuş bir şiir veriyorum.
Yiyin,bana şükredin,küfredin!” Can Yucel

Yol Peru’ya gider. Gasp olayindan sonra, Maccu Piccu’yu ziyaret edebilmem cok zor ama, hele bir varayim da Cusco’ya… Insan hirsli ve inatci olmamali.Dunya her an basina yikilabilir insanin.Eger parasizliktan goremezsem Maccu Piccu ‘yu, saglik olsun… ”Ben geldim, o yoktu ” der, ceker giderim baska diyara 🙂

Yok yok , bir siir daha ilistirecegim buraya, Ruzgar’i da andim ya bu sayfada, daha cok ona gelsin.Gorecegini sanmiyorum ama, o cok siir yasadi ‘dun’ 😉

”16. Gun

Benim soylemek icin cirpindigim gecelerde
Siz yoktunuz.”

Ozdemir Asaf 😉

Siir, Ask ve Yol ile gecsin omrum, omrunuz…

Bolum Vidyolari ;

http://www.youtube.com/watch?v=QHe8ojj_L2I (Copacabana ve Titicaka vidyosu)

http://www.youtube.com/watch?v=3KOr5cqwD8A (Gunes adasina giderken, muzik)

http://www.youtube.com/watch?v=FitLnsso8k8 (Mail’e kufur ogretiyorum)

 


“Bolum 8 / Copacabana – Bolivya / Hersey Dahil” için 9.916 yanıt

  1. BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY seninki Mavi Adam ayrı ayrı, başka başka…CAN BABA anlatmış işte tam da demek istediğim gibi ben susayım o dillendirsin kelli…

    başka türlü bir şey benim istediğim
    ne ağaca benzer, ne de buluta
    burası gibi değil gideceğim memleket
    denizi ayrı deniz,
    havası ayrı hava..

    bir başka yolculuk dalından düşmek yere
    yaşadığından uzun

    bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
    ağacın yüksekliğince
    dalın yüksekliğince rüzgarda
    ve bir yeni ömür
    vardığın çimen yeşilliğince

    nerde gördüklerim
    nerde o beklediğim
    rengi başka
    tadı başka..

  2. Merhaba
    Okulda 6 saat boyunca hayalini kurdugumuz bisküvili pastayı yerken o datsız olayı okuyunca donduk kaldık:S.Şimdi pasta bize bakıyor biz pastaya 🙂 Şu hormonsuz muzlardan bir dahakine gönderde pastanın içine koyalım :)Şu sondaki küfürlü video neşemizi yerine getirdi :).İnsanlar her yerde aynı galibe bizde o insana aynı küfrü ettik 😀

  3. Nasil mutlu ettiniz beni bilseniz dostlar… Yahu dayaktan sonra gile gozumden yas gelmemisti… Eksik olmayin 🙂

  4. KIYAMAM SANA İYİ ETMİŞŞSİN UYMAMIŞSIN ONLARA…ONLAR DAHA BETERİYLE KARŞILAŞIR İNŞALLAH….GÖZÜNDEN HEP MUTLULUK YAŞLARI GELSİN AŞKIMMM BENİMMMMM:)

  5. Geçmiş olsun canım, çok üzüldüm 🙁 Sana sevgi gönderiyorum buradan koy cebine gez.Böyle anlarda çıkarır birer doz kullanırsın :)İyi yolculuklar.

  6. mrb daha önce hiç yazmadım ama içimden bir ses yazmamı söyledi yaptığın şey çok güzel her ne kadar zorluklarda olsa çok etkileyici…

  7. sevgili feyyaz yaşadığımız acıların hasretlerin korkuların ve yalnızlıkların kişiliklerimize ve yaşamlarımıza ne çok şey kattığını en iyi senin bildiğini düşünüyorum.ve seni çok iyi anlıyorum usta… sevgiyle kal… geçmiş olsun.

  8. Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
    İkincisinde, daha çok hata yapardım.
    Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
    Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
    Çok az şeyi
    Ciddiyetle yapardım.
    Temizlik sorun bile olmazdı asla.
    Daha çok riske girerdim.
    Seyahat ederdim daha fazla.
    Daha çok güneş doğuşu izler,
    Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
    Görmediğim bir çok yere giderdim.
    Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
    Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
    Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
    Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
    Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
    Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
    Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
    Gitmeyen insanlardandım ben.
    Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
    Eğer yeniden başlayabilseydim,
    İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
    Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
    Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
    Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
    Ama işte 85’indeyim ve biliyorum…
    ÖLÜYORUM…

    Jorge Luis Borges 🙂

  9. Yolculuğunun heyecanını içimde duyumsuyorum.
    Mavi adam bitimsiz yollar ve bitmeyen yolculuklar diliyorum.
    Dilek

  10. feyyazcığım harika bir iş çıkarıyosun siteni yeni ziyaret etme imkanım oldu yazın ben de alaskadayım buluşma şansımız var mı diye merak etmiyor değilim hani:)

  11. Feyyazımm Tabii ki her şey dahil gezginlikte.. Biliyorsun yola çıkmadan önce de bu konuyu çok konuşmuştuk. Fakat yine de bu olayın hemen akabinde yazdığın emaili okurken isyan ettim çapulculara ve oralarda tek başınalığına.. Sonra başına gelen şeylerle dalga geçen halin rahatlattı beni de. Kabullendim ve konuşmuştuk zaten “Her şey dahil dedim bu turda” Gözünün üzerindeki sızı tebessüme dönüştü ya Dostum.. Bu anı için bile düşülür yolara.. Artık “Ömür boyu yetecek mutluluğu doldur sen torbana” sürdür hayalini inatla.. Bak Pir sultan Dönen dönsün ben dönmezem demiş yolumdan.. Seninleyiz güzel dostum..

    Koyun Beni Hak Aşkına Yanayım
    Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan
    Yolumdan Dönüp Mahrum Mu Kalayım
    Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan

    Kadılar Müftüler Fetva Yazarsa
    İşte Kemend, İste Boynum Asarsa
    İşte Hançer, İste Kellem Keserse
    Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir