İçimdeki Gökyüzü Bölümleri / Chapters

.

Bölüm 1 / Mersin-TÜRKİYE / Gitmek Gibi Geliyor Her Şey
Chapter 1 / Mersin ? TURKEY / Everything Seems To Go

doga5

.

______________________________________________________________________________________________

Bolum 2 / Ushuaia ? Arjantin / Yalnizligin Dili

DSCF0384 [800x600rr]

.

_______________________________________________________________________________________________

Bolum 3 / Ushuaia& El Chalten ? Arjantin / Ezginin Vatansizligi ve Buzul

DSCF0073 [640x480].

______________________________________________________________________________________________

Bolum 4 / Bariloche ? Arjantin / Lutfen (Por Favor)

DSCF0131 (Medium).

_____________________________________________________________________________________________

Bolum 5 / Santiago ? Sili / Sevgi Dili

DSCF0200 (Medium)

.

____________________________________________________________________________________________

Bolum 6 / Potosi ? Bolivya / Ekvadorsuz Bir Dunya

DSCF0149 (Large).

____________________________________________________________________________________________

Bolum 7 / La Paz ? Bolivya / Bazi Kuslar
DSCF0218 (Mediana)

.

____________________________________________________________________________________________

Bolum 8 / Copacabana ? Bolivya / Hersey Dahil

DSCF0379 (Medium).

_____________________________________________________________________________________________

Bolum 9 / Cusco ? Peru / Git Gidebilirsen

DSCF0151 (Medium).

____________________________________________________________________________________________

Bolum 10 / Vallegrande ? Bolivya / Ozgurluk Sarkilariyla CHE

DSCF0264 (Medium).

____________________________________________________________________________________________

Bolum 11 /  Puerto Iguazu ? Arjantin /  Mavi Yoldas

DSCF0498 (Medium).

___________________________________________________________________________________________

Bolum 12 / Santiago ? Şili / Önsöz

DSCF0507 (Medium)




“İçimdeki Gökyüzü Bölümleri / Chapters” için 19 yanıt

  1. Dünyanın Neresinde Olursa Olsun, Haksız Yere Birisinin Suratına Atılan Tokadı, Kendi Suratında Hissetmeyen Kişinin İnsanlığından Şüphe Ederim..!
    Ernesto Che Guevara

  2. Merhaba,
    Ben 60 yaşındayım, Kimya Mühendisiyim ve Bursa da oturuyorum
    Seni canı gönülden tebrik ediyorum, Toplum ve çevre kurallarına karşı göstermiş olduğun sevgi dolu isyanına yürekten katılıyorum.
    Geç kalmışlığın ezikliği altında, gençliğimden beri aradığım yolu
    senin bulmandan dolayı kıskançlığımı ifade etmek istiyorum. 🙂
    Saygı ve Sevgilerimi sunarım.

    Mehmet Kınay

  3. Bir sevdayı büyütüyoruz… Yine sevgiyle. tesekkürler

  4. ya dostum kusura bakma da bi şey soracağım. cevaplarsan sevinirim.
    bu değirmenin suyu nereden geliyor ve amacın nedir senin.

  5. Degirmen kenarında oturur gibi mi görünüyorum bilmiyorum ama arkadasım, sıkıntını ya da yardım almak istedigin konuyu, kendine ait cümlelerle daha iyi ifade edersin gibi geliyor bana…

    Amacım mı? Hangi yazımı ne kadar ‘okumadın’ bilmiyorum ama, güzel yaşamayı amaclamıstım, 10 yasından beri amacıma ulaşıyorum 🙂

    Senin amacını sormayacagım.Cümle diziliminden anlasılıyor, aynalardan utandıgın !

    Sana dahi sevgiler güzel kardeşim…

  6. kardeşim yanlış anlama sorumu, yanlış sordum. özür dilerim. herkes senin gibi gezmek tozmak ister, dogayı, yeşili koruyup gelecek nesillere yaşanası bir dünya bırakmak ister. sorum şöyle olmalı idi.
    çok güzel geziyorsun. fakat gezmek maddiyata bağlıdır. parayı nereden temin ediyorsun. ailedenmi zenginsiniz yoksa sponsorun mu var. bende gezmek isterim. fakat maddiyat elvermiyor. ayrıca böyle gezmekteki amacın nedir. tam olarak açıklarsan herkez bilgilenmiş olur.
    güzel yaşamayı amaçlamış ve 10 yaşından buyanada amacına ulaştığını belirtmişsin. tebrik ederim. umarım hayattta herşey umduğun gibi olur. gerçi kişiye göre güzel yaşamak göreceli bir kavramdır.
    benim amacımı sormamışsın. cümle dizilimimden anlamışsın. fakat alel acele argo olarak yazılmış cümleler. tekrar özür dilerim yanlış anlaşıldım ise. ben yinede cevaplıyım buradaki sana soru sorma amacım tamamen merakımdan. böyle gezmek kolay değil. maddiyata bakıyor onu merak ettim. ayrıca aynalardan utanmak değimini anlıyamadım. hiç düşünmemiştim böyle bir durumu. aynaya bakınca kişi kendini görür ve kendinden utanır. fakat ben kendimden utanacak birşey yapmadım ki hayatımda. aynaya günde en az birkaç kez bakarım.
    herkez hakettiği gibi yaşar hayatını, umarım herşey gönlünce olur hayatta…

  7. Dewil ;

    Cevremde binbir türlü insan var.Her an kalkanlarımı acık tutmak zorundayım.İnsanlar kırıcı, bir cogu problemli… Latin Amerika seyahatinden önce öyle şeyler söylediler ki, kırıcı , hastalıkllı, ego problemli insanlarla dolu cevrem.Senin sorunu cevaplayacagım.Aslında çok basit ama, anlatayım uzun uzun.Yalnız tek ricam, beni kılıflara sokarak okuma, ben kimsenin bahcesinde saksı olamam, beni bir kılıfa sokup ‘fotografcı’ ya da ‘ avare’ ya da ‘şair’ diyip kestirip atamamalısın ;

    10 yaşından beri, dag tas bırakmadım.Bunu neden söylüyorum biliyor musun? Ben 10 yaşında para kazanmaya başladım.Bir ekmek fırınından çıkan pide kokusu ile gecti çocuklugum.Bu cümlelerde hüzün yok.Çünkü hayatımdaki en degerli ögretinin başladıgı yıldı o yıl.

    Arkadas, kendi çadırını kendin alırsan, ailenin sana ‘onu ben aldım hiçbir yere gidemezsin’ demesini engellersin.İşin özü bu.

    4 yıl fırında ekmek sattım, tabi yazları.Sonra 2 yıl 2 ayrı markette calıstım.Üniversteye basladım sonra ve yarım günlük broşur dagıtım işleri yaptım Carrefour broşürleri dagıttım yaklasık 4 yıl.Tabi sürekli takı tasarımı ile ilgilendim.19 yaşında Türkiye Kıyıları turu yaptım, tüm tur giderleri dahil, 48 günde harcadıgım para 1300 liraydı.Sponsorum falan yok.Kendim için yaptıgım yolculuklarda sponsor bile aramadım, hatta onlar beni bulmasına ragmen felsefeme aykırı geldi.

    Yaş 20 etti mi? etti… Türkiye turunda cektigim fotograflardan sonra bir reklam ajansı fotografcı olarak calıstırmak istedi beni, 1 yıla kalmadadan fotograf makinemi aldım, yaklaşık 3 yıl cesitli cekimler yaptım.Yazın Antalya’da otel fotografcılıgı yaptım, sonra oradan Ordu’ya gittim.FIndık toplamaya…

    Vasıflı ve dürüst bir adamın iş bulma sıkıntısı olmaz.

    Fotografcılık isinde iyi para olması benim tutsaklıgımı arttırdı, fark ettigim an ‘yoklugumu sattım’ yani bilgisayar, fotograf makinesi ve vidyo kameramdan kurtulup , Arjantin biletimi aldım.Ve 891 Dolar para ile gittim oraya… Orada yasadıklarımı okudun mu? Otogarlarda uyuyup, turistlere recelli ekmek sattımdan haberin var mı? Ya da İspanyolca tek kelime bilmeden yola düştügümü okudun mu?

    Düne kadar Datça’da tezgahımda takı satıyordum.Şimdi izmir de dost ziyaretindeyim.

    Bir telefonum var, oradan giriyorum genelde internete.Senin mesajını okuyunca, canım cok sıkıldı.

    Mesajını, boş bir evin damında, matımın üzerindeyken okudum, karnımın açlıgı bir yana, insanların anlamadan, anlamak istemeden, nasıl fakir cümleler kurdugunu görmek üzdü beni…

    Sen ahlaklı olmaya calıs, göbegini büyütecegine kafanı büyüt.Aklını uçkurlarından cıkaramayan toplum, seni nü fotograftan sansürlesin, akrabalarına ‘Latin Amerikaya gidiyorum’ dediginde, yüzlerinde alaycı bir gülümseme olsun…

    Hepsinin cigerini sikiyim…

    Sana gelecek olursak arkadasım.özür dilemene gerek yok, sadece biriyle tanısırken gülümse… Emin ol paylaşımların kalitesi de artacaktır.

    Bu internet sitesi senin için var, merak edenler, gercege sırtını dönmemek istiyen güzel yürekli insanlar için var…

    Can Baba’nın sözüyle bitiriyorum ;

    Ne Kadar Yalansız Yaşarsak O Kadar İyi…
    Sevgiler.

  8. merhaba..
    herşetden önce açık yüreklilikle cevap verdiğim için teşekkür ederim. yaşamın bir amacı vardır. bu amaca ulaşmak içinde takip edilecek bir yol. sen amacına ulaşmak için en kestirme yolu seçmiş ve başarılı olmuşsun. bende emekçi biriyim ve seçtiğim yolun yanlışlığından dolayı (yanlışlık demeyelim, uzun yolu seçtim diyelim. sırayı şaşırdım yani. evlilik. ve istediklerime ulaşsamda yapmak istediğim şeylerin bir çoğunu maddyattan gerçekleştiremedim.) elimdekiyle yetinip yaşamaya çalışıyorum. yazılarını takip ediyorum tabii. fakat yazılarında bir burukluk seziyorum. anlatımın bir yerde tıkanıyor.ve insanı düşünmeye itiyor. daha açıklayıcı daha detaylı anlatımlarınla dahada güzelleşeceği kanaatindeyim. mesela benim 1. mesajım kısa ve öz derler ya seni kızdıran mesajım.. sonrada açıklayıcı olarak yazdığım 2. mesajım. o şekilde düşün.. malesef 80li yılların ortalarından sonraki politikalarla toplumumuz yozlaştırılmış ve o toplumun içinden kendini kurtaran birkaç kişiden biride sensin. yazacak o kadar çok şey var ki hayata dair. fakat kelimeler sıkıntı yaratıyor bazen. malum birbir çeşit kişi okuyor bu yazıları. umarım anlaşılmışımdır.
    böyle bir siteyi bizlere sunduğun için teşekkürler….

  9. Sevgili Feyyaz merhaba,
    Sen ne yapıyorsun farkında mısın, hayatın sana dayattığı role karşı çıkıp, hayata sen rol biçiyorsun. Böyle yaparsan ne olacağını artık öğrenmişsin. ilk önce fikirlerine olmaz öyle şey derler, sonra eylemlerinle dalga geçerler, sen başardıkça onlar kıskanır ve sana olan kızgınlığı artar , sırf farklı olduğun için. eğer başarabilirsen yaptıklarınla bir kaç kişiyi etkilersin, onlara standart dışı hayatı gösterirsin. bunu her bünye kaldırmaz , over doz dan iflas eder.
    bu yüzden sevenlerin kadar sevmeyenlerin çok olur.
    çünkü insanların rahatını bozuyorsun, onların kalıplarını kırmaya çalışıp huzursun ediyorsun. yaptıklarını sadece sen bilsen sorun yok, birde kalkmış internet sitesi kurmuşsun. dünyaya anlatıyorsun.
    ama iyi ki yapmışsın. sayende gitmiş kadar olmasakta senin kaleminden, senin heyacanlarını emin ol bizde yaşadık.
    amaç yolculuk etmek değil, yolculuk amaca katılan heyecan.
    keşke senin yaşlarında senin kadar cesur olabilseydim .
    sevgiyle kal.

  10. feyyaz kardeeeeş yeni fotoğraflar var mı demiştim görmedin sanıyorum beklioruz heyecanla sevgiler

  11. sevgili feyyaz….bir kişi ile bozulan bu dünya bir kişi ile nasıl düzelmeye başlamaz anlamıyorumm..hepaynı söz tek başına hiç bir şey yapamazsın.Ben tersini söylüyorum yaparsın.Senin yaptığın her şey çok güzel umarım çocuklarımda senin gibi kendi benliğinde özgür yaşar şu dayatmalar,geçim dertleri hep bi bahaneler olmasada bizde bir içimizdeki sesi dinlesek.bir gün derken o günden önce bir bakıyorsun ölüm gelmiş sen gitmişsinnn..Her daim kendinle kal sevildiğini unutmaaa

  12. ve son bir şey daha feyyaz alaçam ismi benim zihnimde unutulmayacaklar listesinde sence hiç bir şey başaramamak mı bu…kafamdaki listedekilerde atatürk,can dündar,Ernesto Che Guevara gibi ismler varr…

  13. Boşuna bir çiçegin adını vermemişler sana sevgili Yasemin.
    Teşekkür ederim.

  14. Merhaba Feyyaz abi. ben çağrı 19 yaşındayım . fotoğraflerına bakıyorum ve inanamıyorum şaşkınım şuanda. gpa ile dünyayı gezmek sonsuzlukta kaybolmak gibi olmalı.senin yerinde olmak isterdim ya da senin peşine takılabilmek …

  15. merhaba yazıları okudum da sanki insanlar sana kızıyor gibi. bence bunu böyle düşünme sadece senin yerinde olamak, herşeyi arkamızda bırakmak ve merak ettigimiz yerlere gitmek. kimsenin buna cesareti yok. bahanesi çok. yani sana kızmıyoruz aslında kızgınlıgımız kendimizedir. onun için insanların dediğini üstüne alınma. açıkcası seni kıskandıkları için. bende senin yerinde olmak isterdim.ama dedim yaa buna cesaretimiz yok. saman saçma nedenlerimiz var. ben görünce mutlu oldum. ben yapamıyorum. en azından birileri yapıyor ne güzel. dünyada adım atmamış toprak bırakmaman dilegiyle…

  16. Çağrı ; yaşın çok güzel be genc dostum… Degerini bil 😉

    Sema ; Her birimiz, dünyanın en güneyinden, dünyanın en kuzeyine gitmeye çalışıyor da olsak, hepimizin rengi hepimizin yolu farklı… Bunları görmek beni mutlu ediyor bolca… Teşekkür ederim…

  17. Sevgili Feyyaz,

    İrandan başlayıp Moskova da biten notlarını bir solukta okudum. Kendimce gezi notları okumaya meraklı birisiyim. Fakat senin notlarında sadece görülen yeni mekanlar değil görülenlere karşı gösterilen tepkilerde de öğrenilecek çok şey var. Ben 37 yaşındayım. Sanırım benden oldukça gençsin. Buna rağmen yazılarından oldukça güzel şeyler öğrendim. Öncelikle bunun için tşk ederim.

    4 yıl kadar önce ABD de burslu kazandığım yüksek lisans eğitimimi yaptığım dönemde bin küsür dolara aldığım eski bir arabaya battaniye, yastık, marketten bolca yiyecek doldurup tek başıma beş eyalet gezmiştim. Otellere verecek param olmadığından arabada uyumuş ama görmek istediğim tüm müzeleri gezmiş, Amish kasabalarına uğrayıp sofralarında misafir olmuştum. Niagara şelalesine gitmiş, Chicagonun arka sokaklarını gezmiş, sokaklardaki dilencilerle çocuk yaştaki fahişelerle ve sokak satıcılarıyla konuşmuştum gece yarıları. Ve onlardan çok şey öğrenmiştim.

    Yaptığım şey öyle sıradışı görünmeyebilir. Ama ben tekerlekli sandalye kullanan bir engelliyim. Bütün bunları tekerlekli sandalyeme inat tek başıma yapmıştım. Son bir kaç yıldır İran, Orta Asya üzerinden Çine gitmeyi planlıyordum. Ama engelli birisi için hayata senin gibi meydan okumak imkansız. BEn bu gezileri yaparken araba kullanmak zorundayım. Maalesef bir çadırda sabahlamam mümkün değil. Dolayısıyla masrafım çok daha yuksek. Sonuçta çok istememe rağmen bu hayalimi gerçekleştiremedim. Şimdi güzel de bir işe girdim. Önümüzdeki yıllarda da yapacak gibi görünmüyorum.

    HEr şeye rağmen zincirlerini kırıp sadece yüreğindeki sevgiye ve merak duygusuna boyun eğerek hayatın bilinmeyenlerine doğru yol alan senin gibi kardeşlerimizi okuyarak da olsa keşfetmek güzel.

    Daha nice güzel yolculuklarını okumak dileğiyle.

    Sevgiyle kal.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir