Müsafir Tabağı Öyküsü

Misafir Tabağı

Ne gülünç şey ”saklamak”…

‘Yarın’ a inanmayan, yalnızca ben varım gibi geliyor bazen.Bakıyorum, kıyıda köşede saklanmış tek kelime, tek sevgi yok.Sevgileri bağır çağır ve keşkesiz, gülümsemeleri bir de…

Anneannemin evi ile benim evimin arasında 100m kadar mesafe var.Canım feslegen kokusu solumak istedigi zaman çalıyorum kapısını ( ne vakit yüzünü yıkasa o kadın, yüzdeki çizgilere gizlenmiş anılar, feslegen kokusuna dönüşür o dar koridorunda… ).

Dün çay içtik… Havadan ve komşulardan konuştuk biraz.Bahçede birkaç armut olmuş, ikram etmek istedi.Dedi ki sonra ” sana müsafir tabağı çıkartayım güzel oğlum benim ” , hafifçe gülümsedim… ”Müsafir tabağı” Çicekli desenli, parlak porselenden…

İçerimde bir kırık bir azeri türküsü duymaya başladım.Başa gelen bir yokluğu, kabul etmek zorunda kalışımdaki ezgi işte.

23 yıldır, meğer o renkleriyle şenlikli, desen desen porselen tabaklar, dururmuş oturdugumuz masanın arka tarafında.Fena çabalıyorduk biliyorum, aile yemeklerinde şenlik katmak için masaya… Sanırım, şenligi yarınlara, misafirlere, belki de hiç gelmeyecek olan misafirlere saklamış bizimkiler… Gökyüzünü anlayan hangi insan, yarına saklar güzellikleri? Bizimkiler, güneş başka kentleri aydınlatmaya başlar başlamaz, uykuya dalmışlar anlaşılan.

Annem güzel yufka ekmekler yapar, bu marifetini iyi bilirim.Dün de ögrendim bir tutam bir şey anneannem hakkında ;

Anneannem dün yıldızlara bakmış olmalı,
bana
misafir tabagı çıkarttı…

Feyyaz Alaçam.


MusicPlaylist
Music Playlist at MixPod.com


“Müsafir Tabağı Öyküsü” için 3.612 yanıt

  1. Büyükler de Küçükler’den birçok şey öğrenir. Öğrenmekten utanmayan Büyüklere sonsuzdur saygım.
    Sanırım Anneannen senin güzelliklerini keşfetmiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir