Türkiye Turunu Anlatıyorum

Yaşasın Yaşam Bisikletle Türkiye Kıyıları Turu

Hayatı ıskalamayan herkese selam?

Ben Feyyaz Alaçam

2008 Yazında Türkiye-Gürcistan sınır kapısı olan Sarp sınır kapısından, yaşadığım il Mersin?e uzanan, uzun soluklu, içinde ??hayata dair?? her şeyi barındıran bir bisiklet turu yaptım.??Yaşasın Yaşam Bisikletle Türkiye Kıyıları Turu?? . 19 Yaşında, 1 yıllık bir tecrübeyle, tek başına böyle bir turun ??yapılabilirliğinden?? bahsetmek ve insanlara bir nebze de olsa cesaret vermek amacıyla böyle bir paylaşımın içerisinde yer almayı doğru buldum.

Öncelikle turun öncesinde ve sonrasında bana hep sorulan, bir süre sonra ??artık?? canımı sıkan ??Derdin ne??? sorusunu cevaplayayım.

Derdim; kabuklarına çekilip ya da kendi deyimleriyle evlerinde oturup soğanlarını yiyip, yaşamı ??para kazanmak için insana verilen süre?? sanan insanlara, ??marjinal bir örnek?? sunmak.Ve bunu yaparken de yaşamın ??mutlu olmak için insana verilen süre?? olduğunu göstermek.Herhangi bir ilin, herhangi bir ilçesinin, herhangi bir köyünde ki, bir insanın aklında ??mutlu muyum??? sorusunu bırakıp yoluma devam etmektir derdim? Buna toplumsal amaç da diyebilirsiniz.

Kişisel amacıma gelince,önce mutluluk, yolda olmanın verdiği eşsiz haz ve 1 dakika sonramı planlamadan, neler yaşayacağımı bilmeden, hiç bilmediğim görmediğim yerlerde yolda olmak, kendi kendime yarattığım bu alanda, hayatın anlamıyla ilgili gelişimimi sağlamak.

Birazda somut olaylardan bahsetmek gerekirse; 2008 yılının ilk aylarında rotamı çıkarttım, Türkiye?nin bütün kıyılarını dolaşacaktım.Aileme dostlarıma turumdan bahsedince sadece zor olacağından, kazadan beladan, tecrübesizliğimden bahsediyorlardı. Yani sadece kötü şeylerden?

Bu durum canımı sıkmaya başlayınca, hazırlıklarımı gizlice sürdürmeye karar verdim.Geçeceğim yerlerle ilgili birkaç araştırma yaptım.Biraz hesap kitap.Ve Mersin?deki bisiklet dostlarımdan Aydın hocamın bana, kelimenin tam anlamıyla gaz veren ??hayallerimizi gerçekleştireceğin için senin yanındayız?? sözüyle hazırlıklarımı yaptım.Ve 21 Haziran 2008 tarihinde 14:00 otobüsüyle Rize?ye, oradan Artvin?in Hopa ilçesine gittim.23 Haziran 2008 tarihinde Türkiye-Gürcistan sınır kapısı Sarp?tan macera dolu yolculuğuma başladım.Kayserili bir arkadaşım Sinop?a kadar beni yalnız bırakmadı.

Sinop?tan sonra yalnızdım.Dev gibi rampalar, ıslak ayakkabılar çoraplar, formalar? Rezillikler içinde, şahane, kendi içinde gösterişli çok büyük bir mutluluğun damarlarımda dolaştığını hissedebiliyordum.Şarkılar, türküler söyleyerek aşıyordum güzelim manzaralı rampaları.Malum batı Karadeniz?de çadır kurulacak pek alan yoktu.Bu yüzden çok çeşitli yerlerde konakladım, bir köy kahvesi bazen, bazen bir şantiye konteynırı.

Karasu ilçesinden Şile?ye gideceğime yanlışlıkla Sakarya?ya sapmıştım.Turdaki tek hatam bu oldu.6-7 güne bir yaptığım dinlenme günleri dışında, harika manzaralı kumsallarda yada benzinliklerde çadır kuruyordum, güvenlik açısından iyi oluyordu ayrıca benzinliklerin çoğunda duş alma imkanı buldum.Kıyı turu olduğundan duşa pek ihtiyacım olmuyordu açıkçası, bütün sahiller benimdi çünkü?

Turdaki en uzun günüm yanlışlıkla Sakarya?ya saptığım gündü.Sakarya ?Kocaeli-İstanbul ?Büyükçekmece sonrasında tam 11 saat 55 dakika bisiklet sürdüğümü ve bunun sonucunda tam 206 km yol yaptığımı fark ettim.O gün,20-21 gün sonra ilk kez bacağımda kasılmalar oldu.

Bu turda öğrendiklerime gelince;

Trabzon?da sabah kahvaltısını benimle paylaşan, şeker ağabeylerimi, Zonguldak?ta beni askere giden oğlundan ayırmayan, Yörük olduğum için kolları sıvayıp bana gözleme yapan Eren dostum ve annesini, yine Zonguldak?ta kanter içinde rampa çıkarken, beni öğle yemeğinde pişirdiği fasulye yemeğiyle dopingleyen, Türkan ablamı görünce ??Paylaşım?? dedim.

Tekirdağ?da at arabası üzerinde müzik olmadan oynayan, koyu tenli tahminen 9-10 yaşlarında olan Romen çocuğu görünce ??Eğlence?? dedim?

İzmir?de beni yola durdurup 2 gece müsafir ettikten sonra beni iyi dileklerle uğurlayan ablam diyebileceğim Aylin Koç?u ve yine İzmir?den Bodrum?a kadar bana kardeşlik yapan Bodrum?da beni paşalar gibi ağırlayan Özgü ve annesini görünce ??Dostluk?? dedim.

Antalya?da elinde siyah incir dolu bir tabak olan ve beni turist sanıp ??hello?? diyen, evine bir ekmek daha götürmek için saatlerce yol kenarında beklemek zorunda olan ancak bundan mutluluk duyan güler yüzlü, temiz çakır gözlü küçük kızı görünce ??Mutluluk?? dedim.

Ve 48 gün boyunca her gün beni arayıp, sağlığımı soran, yarın için yol durumunu anlatan, desteğini, sevgisini bir an için eksik etmeyen, kendisi de bir doğa bisikletçisi olan Serkan Taşdelen?i görünce ??İnsana Değer Vermek?? dedim.

İşte bir tur, öncesi ve sonrası.Daha anlatılacak çok şey var ama ömür yetmez hissettiklerimi paylaşmaya.

Kaç km yaptın? Kaç gün sürdü? Diye merak edenler varsa söyleyeyim;

Toplam yol uzunluğu 3819 km

Toplam süre 48 gün, yaklaşık 300 saat

Turda geçtiğim iller, Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak, Düzce, Sakarya, Kocaeli, İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, MERSİN

Son söz olarak ??Hayatı Ertelemeyin??.Adımı atın gerisini düşünmeyin, kim ne söylerse söylesin kendi doğrunuzdan vazgeçmeyin? Çünkü büyük şair Ataol Behramoğlu?nun da dediği gibi;

??Çünkü, ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır

Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana???

Mutlukalın?

Feyyaz Alaçam


“Türkiye Turunu Anlatıyorum” için 7 yanıt

  1. Desteğinizi her geçen gün daha iyi hissediyorum.
    Sevgiyle Cİhan Aksoy…

  2. 🙂 Hiç yitirmeyelim Mustafa. Eski bir divan altında unutulmuş damperli bir kamyon benim çocuklugum.HAla mavi 🙂
    İLgine teşekkür ederim güzel dostum.

  3. BEN YİNE SENİ ÇOK SEVİYORUM,İLK GÖZ AĞRIM!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir