Ah şu soru…

Hani var ya hayat dedikleri…

Bütün uğraşımız, onu anlamak, onu yaşamak üzerine degil mi?

Sizi bilmem de, benim için öyle.Bana bişeyler söyleyin, birlikte anlamlandıralım ‘yaşamak’ı… İstediğiniz yorumu yapabilirsiniz dostlarım, biz bizeyiz.Sorun, cevaplayın, paylaşın.Hayata karşı umutla bakmak zamanı geldi de geçiyor bile.

SEVGİYLE

Feyyaz Alaçam



“Ah şu soru…” için 5 yanıt

  1. hayatta senin gibi insanların kaldığını bilmek çok mutlu ediyor beni.Fakat hayat adil değil feyyaz

  2. Dünyada adaletin olmadıgının farkındayım.Baziları Amerika’da jakuzilerde çocukluklarını yaşarken, Afrika’da bir kız çocuğu, hayatta kalmak için idrarını içmek zorunda.BEnim kardeşlerim öldü Filistin’de Hiroşima’da… Adalet diye bir şey yok.

    Siz neden adil olmadıgını düşünüyorsunuz Sevgili HAYAT?

  3. Ne içkiler şişede durduğu gibi durur, ne de hüzün başkalarının gözlerinde durduğu gibi gözlerimizde…
    Acıların insanı kaç yıl yaşlandırdığını konuştuk bugün, türlü acılarla tanışmış; tanıdıklıklarını da, yabancılıklarını da gizleyen insanlarla…Hepimizin sırları vardı kendine sakladığı. Hepimiz en çok acıyı kendimiz çektik sanıyorduk, en çok yaşlanan kendimiziz sanıyorduk. Oysa ki hiç bir kalp kırığı birbirinin aynı olmuyordu, hiç bir acı ötekine eş değildi, hiç bir zaman benzer şeylerin boşlukları farklı yüreklere aynı etkiyi yapmıyordu. Bazen erken bir veda, bazen hiç dönülmeyen yollar, bazen geri gelmeyecek olan gidenler… Ama hiç biri aynı durmuyor işte aynı acı da olsa, her bünyede farklı desenler yapıyor, kimini sağdan sola, kimini soldan sağa, kimini dikine dikine çiziyor yüreklerin…
    Kimi “keşke”leri yok etmeye yetecek gücümüz hiç olmadı, hiç olmayacak, şanslıysak düzeltebileceklerimizi düzeltiyoruz, değilsek arkasından bakıp biten hikayelerin, tozlu defterlerin arasında kuruttuğumuz anılarımıza bakıp bakıp buruk gülümsüyoruz sadece ya da kendimize karşı güçlü olmayı bırakıp bir güzel ağlıyoruz kopsun inceldiği yerden diye…
    Bir koku duyup apansız onunla gelen anılara ağlamak nedir hiç bilir misiniz? Başınıza geldi mi? Her şey eski haline gelse, olanlar hiç olmamış gibi de olsa asla o eski halinizde olamayacağınızı bildiğiniz hallerden geçtiniz mi? İçinizde büyüttüğünüz o acıları asla unutamayacağınızı – dünya tüm yaşananları hafızasından silse de – sizin içinizden silemeyeceğinizi bildiğiniz acılar var mı? Yok olsun… Olmasın. Olanlar bilirler dediğimi, onların tamiri yok, olmayanlar hiç öğrenmesin, sevdiklerim için en büyük dileğimdir bu. İnsanların gözünden acısını görüp anlamak da ayrı bir acı çünkü içimizde büyüttüğümüz…
    Sokakta serin bir bahar havası var, hafifcecik üşüten, dostları düşündükçe gülümseten – yoran, yorulan, ağlatan, güldüren, paylaşan, çözüm arayan, bulamayan, çaresiz kalan, sevinen, sevindiren, seven… dostlar – kafamızı karıştıran, çok sevdiğimiz ama zaman zaman bizi yoran dostlar… “Sabaha kadar yürüseydim keşke” dedirten, dünyadan uzaklaştıran sonra sokaktaki sarhoşun bakışlarıyla dünyaya geri getiren serin bir hava. Hayallerde bile uzun süre yaşamamıza engel olan şehrin güzel havası…
    Kanın tadı ile gözyaşınınki birbirine benzer, ikisi de tuzlu. ikisi de acıtır insanı havayla temas ettiğinde – nadirdir sevinç verdikleri o kucaklaşma anında, o nadir zamanları yaşayanlara da ne mutlu – ağlarken gözyaşına bulanıp daha çok ağlayan, ağladıkça susamayan, susamadıkça düşünen, yani galiba içinden kanayan bir canlı olduğumuz için benziyor tadları birbirine bu kadar?

  4. Yaşadığım günleri çıkardım yaşımdan
    Küçük bir çocuk kaldım,yaşadığım acıları topladım
    Çok yaşlandım.Sevinçlerimi çarptım yaşamla
    Hiç doğmadım!

  5. Ben de, aslolan ‘acı’ diye düşünmüşümdür hep.Bir tiyatro sahnesinde rollerini oynamaya çalışan insanlar… Ben o tiyatronun içinde yer almak istemedim hiçbir zaman.Seyirci olarak kaldım.Çünkü bana sunulan rol, yalancılıklar komedyasında, yalancılıklara dahil bir yalancı olmaktı.

    Harika yazınıza yorum yapacak seviyede bir insan olduğumu düşünmüyorum.Paylaştıgınız ‘acı’ da olsa, mutlu etti beni.Çünkü birilerinden gerçeği duymak son zamanlarda başıma çok nadir gelen bir şey.Şiiriniz de çok ince… Onun için ayrıca teşekkür ediyorum bir karın ağrısı şiirimle,

    Ve yalnızlık, acıyı doğurur
    Ve acı, ölümü peydahlar başka bir yalnızlıktan
    Ve ben, daha çok gencim

    Baba olmak için…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir